Translation of "Italiano" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Italiano" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Hablas italiano?
- ¿Habláis italiano?
- ¿Hablás italiano?
- ¿Habla usted italiano?
- ¿Hablas tú italiano?

- İtalyanca konuşuyor musun?
- İtalyanca konuşur musunuz?

- ¿Hablas italiano?
- ¿Habláis italiano?
- ¿Habla usted italiano?

İtalyanca konuşuyor musun?

- ¿Hablas italiano?
- ¿Habláis italiano?

İtalyanca konuşuyor musun?

- Aprenda italiano.
- Aprendé italiano.

İtalyanca öğren.

- Soy italiano.
- Yo soy italiano.

- Ben İtalyanım.
- Ben İtalyan'ım.

- ¿Dónde ha aprendido italiano?
- ¿Dónde has aprendido italiano?
- ¿Dónde aprendiste italiano?

Sen nerede İtalyanca öğrendin?

¡Habla italiano!

İtalyanca konuş!

Aprende italiano.

İtalyanca öğreniyorum.

¿Hablas italiano?

İtalyanca konuşuyor musun?

Soy italiano.

- Ben İtalyanım.
- Ben İtalyan'ım.

Aprenda italiano.

İtalyanca öğrenin.

- ¿Sabes contar en italiano?
- ¿Podés contar en italiano?
- ¿Puedes contar en italiano?

- İtalyanca sayı sayabilir misin?
- İtalyanca sayabilir misin?

- Adoro mi dialecto italiano.
- Amo mi dialecto italiano.

Ben İtalyan lehçemi seviyorum.

Él es italiano.

O bir İtalyandır.

¿No es italiano?

O İtalyan değil mi?

¿Ella entiende italiano?

O İtalyanca anlıyor mu?

No soy italiano.

Ben İtalyan değilim.

¿Dónde aprendiste italiano?

İtalyancayı nereden kaptın?

Solo hablo italiano.

Sadece İtalyanca konuşuyorum.

¿Habla usted italiano?

İtalyanca konuşur musunuz?

- Su esposa me enseña italiano.
- Tu mujer me enseña italiano.

Karın bana İtalyanca öğretiyor.

Es italiano de nacimiento.

O doğuştan İtalyandır.

Su madre habla italiano.

Onun annesi İtalyanca bilir.

¿Dónde ha aprendido italiano?

O, İtalyancayı nerede öğrendi?

¿Por qué estudias italiano?

Neden İtalyanca öğreniyorsun?

Mi italiano es terrible.

İtalyancam çok kötüdür.

Conozco un buen restaurante italiano.

İyi bir İtalyan restoranı biliyorum.

Él es profesor de italiano.

O, İtalyanca dil öğretmenidir.

Llevo unos meses estudiando italiano.

Birkaç aydır İtalyanca çalışmaktayım.

El italiano no es difícil.

İtalyanca zor değildir.

Rafaela es un nombre italiano.

Rafaela bir İtalyan adıdır.

Mario es un ciudadano italiano.

Mario bir İtalyan vatandaşıdır.

Su esposa me enseña italiano.

Karısı bana İtalyanca öğretiyor.

¡Tengo ganas de hablar italiano!

Canım İtalyanca konuşmak istiyor!

¿También puedes contar en italiano?

Sen İtalyanca da sayabiliyor musun?

- Su mujer es nuestra profesora de italiano.
- Su esposa es nuestra profesora de italiano.

Karısı bizim İtalyanca öğretmenimiz.

Él quizás es italiano o español.

Belki o İtalyan ya da İspanyol.

Italia se llama "Italia" en italiano.

İtalyancada İtalya'ya "Italia" denir.

El italiano es mi lengua materna.

İtalyanca benim ana dilimdir.

¿Cómo se dice eso en italiano?

Onu İtalyancada nasıl dersiniz?

¿Cuándo comenzarán las clases de italiano?

İtalyanca sınıfları ne zaman başlayacak.

Vengo de Italia y hablo italiano.

Ben İtalyalıyım ve İtalyanca konuşurum.

Este coche italiano tiene tres ruedas.

Bu İtalyan otomobilinin üç tekerleği var.

- Sean bienvenidos a nuestra primera clase de italiano.
- Bienvenido a nuestra primera clase de italiano.

İlk İtalyanca kursumuza hoş geldiniz.

- El extranjero no tiene un nombre italiano.
- La mujer extranjera no tiene un nombre italiano.

Yabancı kadının bir İtalyan ismi yok.

- El idioma nativo de Julia es el italiano.
- La lengua materna de Julia es el italiano.

Julia'nın ana dili İtalyanca'dır.

Soy italiano y me encanta la belleza.

Ben İtalyan'ım ve güzelliği seviyorum.

En mi lengua materna, que es italiano,

Anadilimde, yani İtalyanca'da

Todos sus libros están escritos en italiano.

Onun kitaplarının hepsi İtalyanca yazılır.

Bienvenidos a nuestra primera clase de italiano.

Bizim ilk İtalyan sınıfımıza hoş geldiniz.

Uno es japonés y el otro es italiano.

Biri Japon diğeri İtalyan.

Ella se fue a Italia a aprender italiano.

İtalyanca öğrenmek için İtalya'ya gitti.

La lengua materna de Julia es el italiano.

Julia'nın ana dili İtalyanca'dır.

Estoy aprendiendo italiano para mi viaje a Italia.

İtalya gezim için İtalyanca öğreniyorum.

El esperanto suena un poco como el italiano.

Esperanto biraz İtalyancaya benziyor.

Tom llevó a Mary a un restaurante italiano.

Tom Mary'yi bir İtalyan restoranına götürdü.

He oído que el italiano es un idioma difícil.

İtalyancanın hileli bir dil olduğunu duydum.

Casada con un italiano, ella vive en Roma actualmente.

Bir İtalyanla evli olduğu için, o şimdi Roma'da yaşıyor.

¿Hablas italiano? - Todavía no, ¡esa es mi primera lección!

İtalyanca konuşuyor musun? - Henüz değil, bu benim ilk dersim!

Ese autor italiano no es muy conocido en Japón.

Bu italyan yazar Japonya'da çok tanınmıyor.

En 2008 me mudé a Perugia, Italia, para estudiar italiano.

2008'de İtalyanca okumak için İtalya, Perugia'ya gittim.

Lenguas como el francés, italiano y español tienen sus orígenes del latín.

Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca gibi diller Latince'den geliyorlar.

El chino y el italiano son las lenguas más bonitas del mundo.

Çince ve İtalyanca dünyanın en güzel dilleridir.

Los principales idiomas que sirven de fuente al interlingua son portugués, español, italiano, francés e Inglés.

Kaynak olarak İnterlingua'ya hizmet eden ana diller Portekizce, İspanyolca, İtalyanca, Fransızca ve İngilizcedir.

Hablo en español con Dios, en italiano con las mujeres, en francés con los hombres y en alemán a mi caballo.

Tanrı'yla İspanyolca, kadınlarla İtalyanca, erkeklerle Fransızca, atımla da Almanca konuşurum.