Translation of "Incluye" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Incluye" in a sentence and their turkish translations:

- Ubuntu incluye mucho software.
- Ubuntu incluye muchos programas.

Ubuntu birçok yazılım içeriyor.

incluye clínicas, hospitales,

gerçek bir mega şehirde olması gerektiği gibi,

Incluye varios comportamientos,

Bir insanı küçük düşürüp onunla alay etmekten,

¿Ese precio incluye impuestos?

O fiyata vergi dahil mi?

El precio incluye impuestos.

Vergi fiyata dahildir.

¿Qué incluye el desayuno?

Kahvaltı neleri kapsıyor?

¿Eso incluye el desayuno?

Bu kahvaltı içeriyor mu?

Este monto incluye impuestos.

Bu tutar vergi içermektedir.

- ¿Incluye comidas?
- ¿Viene con comidas?

Yemekler dahil mi?

Esto incluye a India y China.

Bu Hindistan ve Çin'i de içeriyor.

La paella a menudo incluye caracoles.

Paella çoğunlukla salyangoz içerir.

La frase "sigue tu pasión" incluye tres premisas:

Bence 'Tutkunun peşinden git'menin yapmanızı istediği üç şey var:

Esto incluye al repollo, broccoli, coliflor, coles de Bruselas;

Beyaz lahana, brokoli, karnıbahar, brüksel lahanası,

Esto incluye inversión en áreas como nutrición y materiales.

Beslenme ve malzeme gibi alanlara yapılan yatırımları da içeriyordu.

El precio del plato incluye un cargo por el servicio.

Yemeğin fiyatı bir servis ücreti içermektedir.

- Esta frase incluye varios errores.
- Esta frase contiene varios errores.

Bu cümle birkaç hata içeriyor.

Su biblioteca tiene 3.500 libros e incluye muchas primeras ediciones.

Onun kütüphanesinin 3.500 kitabı var ve birçok birinci baskı içermektedir.

El almuerzo de Tom incluye un sándwich y una manzana.

Tom'un öğle yemeği bir sandwiç ve bir elmadan oluşur.

¿El precio de la habitación incluye los costos de servicio?

Oda Fiyatına servis ücretleri dahil mi?

¿Por qué la lista de idiomas no incluye el maltés?

- Diller listesinde neden Malta dili yok?
- Neden diller listesi Maltaca içermiyor?

Que incluye mechones de pelo, uñas, dientes de leche y ADN.

ki bunlar saç kılı, tırnak örnekleri, süt dişi ve DNA içermektedir.

Sin embargo, no se incluye en nuestra percepción cultural de ella,

Fakat yine de bu fiziğe ilişkin kültürel algımızda yer almamakta

Es una herramienta poderosa que incluye tanto la vista como la percepción

Öyle güçlü ki, hem görüşü hem de sezgiyi birleştiriyor

Su extraordinaria gama de regalos incluye bustos y estatuillas del propio Emperador ...

Olağanüstü hediyeler arasında İmparatorun büstleri ve heykelcikleri…

El precio de las lecciones de piano incluye el uso del piano.

Benim piyano derslerinin fiyatı piyano kullanımını içermektedir.

- ¿El precio incluye el desayuno?
- ¿El desayuno está incluido en el precio?

Fiyata kahvaltı dahil mi?

La comedia siempre incluye un poco de tragedia. Por eso hay payasos tristes.

Komedi her zaman biraz trajedi içerir. Üzgün palyaçolar olmasının nedeni bu.

La relación entre el Islam y Occidente incluye siglos de coexistencia y cooperación, pero también conflictos y guerras religiosas.

İslam ve batı arasındaki ilişki yüzyıllar süren birliktelik ve ortak çalışma fakat aynı zamanda çatışma ve din savaşları içermektedir.

Todo individuo tiene derecho a la libertad de opinión y de expresión; este derecho incluye el de no ser molestado a causa de sus opiniones, el de investigar y recibir informaciones y opiniones, y el de difundirlas, sin limitación de fronteras, por cualquier medio de expresión.

Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.

Toda persona tiene derecho a la libertad de pensamiento, de conciencia y de religión; este derecho incluye la libertad de cambiar de religión o de creencia, así como la libertad de manifestar su religión o su creencia, individual y colectivamente, tanto en público como en privado, por la enseñanza, la práctica, el culto y la observancia.

Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.