Examples of using "Eso'" in a sentence and their turkish translations:
Onu yazın.
Buna sıkı tutun.
- Kafi.
- Yetişir.
Yeterli.
Gerçek bu.
- Bir deneyelim.
- Onu bir deneyelim.
- Hadi deneyelim.
- Onu deneyelim.
Şuna bak!
Onu duyabiliyor musun?
Onlar onu seviyorlar.
Bunu onlar söyledi.
Tamam mı?
O, esastır.
Bu garip olur.
O neydi?
Onunla ustalıkla başa çıktın.
Tekrar eder misiniz?
- Öyle söyleme.
- Öyle konuşma.
O aptaldı.
Onu gördüm.
Kimse onu söylemiyor.
O iyi.
- Şu çok açıklayıcı.
- Şu çok şey açıklar.
- Onu doğrulayabilir misiniz?
- Onu kanıtlayabilir misiniz.
Onu durdurmalısın.
Ondan uzak dur.
Bu çok saçma!
Onu söyledim.
Bu çok olur.
Buna güven.
Ona ihtiyacım vardı.
O büyülüydü.
Bunu dinlemeniz gerekir.
O işe yarayacak.
- Onu görmeme izin ver.
- Şunu görmeme izin ver.
Onu duydun mu?
O eğlenceli olacak.
Onu sevdim.
O olmayacak.
Yaptığımız buydu.
Bunu hissediyor musunuz?
Hayal edin:
anlıyorum
Şuna bakın.
Bunu gördünüz mü?
İşte bu.
Duyuyor musunuz?
Şuna bakın!
Dinleyin, duyuyor musunuz?
O nedenle...
İşte başlıyoruz!
yani diyorlar ki
Bunun anlamı şu
Onu buraya getir.
Onu biliyor muydunuz?
- Onu duydun mu?
- Bunu duydun mu?
Kokuyu alıyor musun?
Ben onu istiyorum.
O, işe yaradı.
O, işe yaradı.
Onu kontrol et.
Onu görüyorum.
Bu yardımcı olur.
Bu olur.
Ben onu hissettim.
Bunu fark ettin mi?
Hadi deneyelim.
O çalışıyor mu?
Bana onu ver.
O berbat.
Onu yapacağım.
Deneyelim!
Durdur şunu.
Bunu inkar mı ediyorsun?
Sen öyle sanıyorsun!
Onu yapacağız.
O sayıyor mu?
Ondan nefret ediyorum.
O yardım ederdi.
O yardım edecek.
Onu bana göster.
Öyle inanıyorum.
Sadece bu mu?
- Yeter artık!
- Bu kadar yeterli!