Examples of using "Aceite" in a sentence and their turkish translations:
Ben yağsız ekmek yerim.
Bu soba gaz yağı ile çalışıyor.
O, yağda pişirildi.
Su ve yağ akışkandır.
Bisikleti yağladım.
Yağ, zeytinden elde edilir.
Yağ ve suyu karıştıramazsın.
Bu şişeyi yağla dolduruyorum.
Bana sirke ve yağ getirin lütfen.
Bu ısıtma sistemi petrol yakar.
O, çok miktarda un ve yağ satın aldı.
5 litre yağ olmuş 40 lira olmuş
Salata yağında balık kızarttı.
Yağı suyla karıştıramazsın.
Su ve yağ her ikisi sıvıdır.
Son zamanlarda yağ düzeyini kontrol ettin mi?
O 5 litre yağ 40 lira olmaz
İki gram petrol için dünyayı yakanlar
Yağ ve su birbiriyle karışmaz.
Bir varilde kaç litre benzin vardır?
Buz ya da yağ, yolu kayganlaştırabilir.
Çocuklar morino karaciğeri yağından nefret ederler.
Sen yağ ve su karışımı yapamazsınız.
Her 3000 milde yağı değiştirmeye gerek yok.
Yağ, zemini kayganlaştırdı ve onun aniden düşüşüne neden oldu.
Daha sonra yapmak istediğimiz şey yağ seviyesini kontrol etmek.
Ve yağ bir anda çözünür ve suya karışır.
Çoğu kişi yağla yemek pişirmek yerine tereyağıyla yemek pişirmeyi tercih eder.
Su ve yağ iki farklı tipteki akışkandırlar.
- O, kirpiklerine niçin zeytinyağı uyguluyor?
- O neden kirpiklerine zeytin yağı sürer?
Petrol fiyatı yükseliyor.
Yağın özelliklerinden biri suda yüzmemesidir.
Ama biz yapmadığımız için o 5 litre yağ 400 lira da olur maalesef
Kanuni Sultan Süleyman Macaristan'ı fethettikten sonra oradaki bir kiliseden iki tane dev kandil getirmişti