Examples of using "штаны" in a sentence and their turkish translations:
Pantolonunu çıkar.
Pantolonunu çek.
Bu pantolon kirli.
Bunlar benim pantolonum.
Sabırlı ol be.
Tom kar pantolonunu giydi.
Pantolonunu yırttın.
O, kırmızı pantolon giydi.
"Bu pantolon kimin?" "Ken'in"
Tom siyah pantolon giydi.
Pantolonum morumsu kırmızı.
Pantolonumun yıkanması gerekiyor.
Kemer pantolonunun düşmesini önler.
Tom şalvar giyiyordu.
O benim pantolonum.
Pantolonunun fermuarını açtı.
Pantolonumu giydim.
Pantolonunu giy.
Tom pantolonunu çıkardı.
Tom pantolonunu yırttı.
Vakit geçirme yerine bir iş bulmaya gitsen daha iyi.
Annem pantolonumu yamamak zorunda kaldı.
Onun botu ve pantolonu çamurla kaplıydı.
Mavi pantolonun, yeşilden daha fazla maliyeti var.
Pantolonumu söktüm.
Pantolonum çok kısadır.
Pantolonun kirli.
Pantolonunu ütülüyordu.
Hiçbir şeye ihtiyacım yok. Sadece yeni bir pantolon.
Bu pantolon benim için çok küçük.
Bu pantolon benim için çok büyük.
Yeni pantolona ihtiyacım var.
Tom hızlıca pantolonunu giydi.
Tom tırstı.
Oh, beyaz pantolonum! Ve onlar yeniydi.
O, örümceği gördüğünde neredeyse pantolonuna kaçırıyordu.
Tom pantolonunu çıkardı ve dikkatli bir şekilde bir sandalyenin arkasına astı.
Tom geçen yaz giydiği pantolonlara sığamadı.
Tom ellerini pantolonuna sildi.
Tom siyah deri pantolon ve siyah deri ceket giyiyordu.
Pantolonun kirli.
Pantolonumu yırttım.
Mavi pantolonun, yeşilden daha fazla maliyeti var.
Kemer olmayınca pantolonum aşağı düştü.
Tom pantolonunun fermuarını açtı.
Dün siyah pantolon ve beyaz bir tişört giydim.