Examples of using "старался" in a sentence and their turkish translations:
Ben gülmemeye çalıştım.
Seni uyandırmamaya çalıştım.
Servet toplamaya çalıştı.
Tom meşgul görünmeye çalıştı.
Tom sakin görünmeye çalıştı.
Tom tepki göstermeye çalışmadı.
Tom gülmemeye çalıştı.
Tom esnememeye çalıştı.
Ben hızlı koşmak için gayret ettim.
Tom Mary'yi önlemek istiyordu.
Tom gülmemeye çalışıyordu.
Tom uyanık kalmaya çalıştı.
Çok fazla yememeye çalıştım.
Erken ayrılmaya çalıştım.
Kibar olmaya çalıştım.
Ben gülümsememeye çalıştım.
Ben tepki göstermemeye çalıştım.
Panik yapmamaya çalıştım.
Tom geç kalmamaya çalıştı.
Tom, hapşırmamaya çalıştı.
Dikkatli olmaya çalıştım.
Onu hatasız yapmaya çalışıyordum.
Tom korkmuş görünmemeye çalıştı.
Sizin talimatlarınızın sonucuna güveniyorum.
Ben onu dikkatle dinlemeye çalıştım.
Tom onu tek başına yapmaya çalıştı.
Tom ayakkabılarını çamur etmemek için dikkatliydi.
Tom panik yapmamaya çalışıyordu.
Onu yapmamak için dikkatliydim.
Tom bunu yapmak için çok uğraştı.
Bunu çabucak yapmaya çalıştım.
Alabama'daki fakir ortakçılara yardım etmeye çalışıyordu
O ona bakmamaya çalıştı.
Hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştım.
Tom hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştı.
Çok denedim.
Ben Tom ile arkadaş olmak için elimden geleni yaptım.
- Tom Mary'den kaçmaya çalıştı.
- Tom Mary'den kurtulmaya çalıştı.
Tom Mary hakkında düşünmemeye çalıştı.
Tom'un yeterince çok çalıştığını sanmıyorum.
Daha çok çalışsaydı başarabilirdi.
Onun gözlerine bakmaktan kaçınmaya çalıştım.
Tom soğukkanlılığını korumak için mücadele etti.
Tom sakin olmak için mücadele etti.
Tom elinden geleni yaptı, ama başarısız oldu.
Tom eğer denerse çok daha iyisini yapabilir.
Başarısızlık nedenin yeterince gayret etmemendir.
Tom tepeye tırmanmak için çabaladı.
Tom çok çalıştı, ancak başarısız oldu.
Başarısız olmanın nedeni yeterince sıkı çabalamamandır.
Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat edemedi.
Buraya zamanında gelmek için elimden geleni denedim.
O, karısını mutlu etmeye çalıştı ama boşuna.
Yardımcı olmaya çalışıyordum.
Gürültü yapmamaya çalıştım.
- Tom kibar olmaya çalıştı.
- Tom kibar olmayı denedi.
Tom gülmemeye çalıştı.
Tom gerilimi hafifletmeye çalıştı.
Ben talimatlara uymaya çalıştım.
- Tom gülmemeye çalıştı.
- Tom gülmemeye çalışıyordu.
Ben ağırdan almaya çalışıyordum.
Tom ödevini yetiştirmeye çalışmadı bile.
Tom geçimini yapmak için çabaladı.
Sakin görünmeye çalıştı ama titreyen elleri onu ele verdi.
Ne kadar uğraşırsan uğraş, sonuç aynı olacak.
Ben elimden geleni yaptım ama yine de yarışı kaybettim.
Tom kesinlikle ilgiliydi ama o bunu göstermemeye çalıştı.
Tom başarısızca gülümsemeye çabaladı.
Ben gülmemeye çalıştım.
Tom Mary'nin iyi zaman geçirdiğinden emin olmak için zahmete katlandı.
Tom bir ses çıkarmamaya çalıştı.
para ödenmesi için çok çalışmasını söylemek epey zor.
Ne kadar çok çalışırsan çalış, onu yapamayacaksın.
Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, o öpücüğü unutamam.
Tom Mary'ye bakmaktan sakındı.
John fizik problemine cevap bulmak için çaba harcadı.
Ona yardım etmeye çabaladım.
Onların evde kalmasını sağlamak için çok uğraştım fakat onlar beni dinlemeyi reddettiler.
Elinden geleni yaptığını biliyorum.
Tom'a bakmamaya çalışıyordum.
Yalnızca işimi yapmaya çalışıyordum.
Daha çok çalışmanı istiyorum.
O elinden geleni yaptı ama sonunda yenildi.
Tom elinden geleni yaptı, ama yine de dersleri geçemedi.
Tom elinden geleni yaptı, ama Mary'den daha yüksek not alamadı.
Ne kadar zorladıysam da şarkının ismini hatırlayamadım.
O çok çalıştı fakat başarısız oldu.
Ona yardım etmeye çalıştım.
- Bakmamaya çalıştım.
- Bakmamayı denedim.
Ne kadar çabalarsam çabalayayım bir yerli gibi sesletim yapacağımı sanmıyorum.
Her ne kadar sıkı denesen de onu bir gün içinde bitiremezsin.
Ne kadar çok çalışırsan çalış, onu bir günde bitiremezsin.
Ev sahibi mükemmel Rusça konuştu ve bizim rahat olduğumuzu ve iyi bakıldığımızı garanti altına almak için özel bir çaba sarf etti.