Examples of using "полная" in a sentence and their turkish translations:
Bu tamamen saçmalık.
Şişe dolu.
Bu tamamen adil değil.
Fincan doludur.
Çanta dolu.
Bu tamamen bir saçmalık...
Sen tam bir harabesin.
Şişe neredeyse dolu.
Toplam sessizlik vardı.
Bu tam bir felaket.
O tamamen sorumsuz.
Dolunay güzel.
Ay bu gece dolunay.
İşte meyve dolu bir sepet.
- Kadın şişman.
- Kadın şişmandır.
Tom'un açıklaması tamamen saçma.
Tam anlamıyla felaketti.
Biri, tam bağlılık. Devam edin...
Onun çilek dolu bir sepeti var.
İşte sebzelerle dolu bir sepet.
Biliyorsun, belli ki tam bir kurgu.
Dediğin şey tamamen saçmalıktır.
Ben tam bir aptalım.
Bu gece dolunay var.
Söylediğin bana göre kesinlikle mantıksız.
Tezgahın üzerinde muz dolu bir sepet var.
Bu doludur.
Tam din özgürlüğü tüm insanlar için güvence altına alınmıştır.
Onun çiçek dolu büyük bir sepeti var.
Şekerlik hemen hemen boş. Bugün sabah doluydu. Tuhaf.
Yüzü ayın on dördü gibi güzeldi.
öğrencilerin zor kısımlarla uzun süre vakit geçirmesi gerekiyor.
Bu, entrika, aşk, ihanet ve sırlarla dolu bir hikaye.
Bu tamamen saçma.
ve arena tezahürat yapan fanlarla dolu.
O toplam zaman kaybıydı.
O gece dolunay vardı.
Bu mutlak saçmalık.
Tam bir aptal olduğumu düşünüyor olmalısın.
Ay ışığının en güçlü hâli güneş ışığından 400.000 kat daha sönüktür. Yine de görmeye yeter.
Bazı insanlar kutup ayılarının Norveç sokaklarında özgürce dolaştığına inanıyor. Neyse ki, bu sadece saçmalık.
Onlar kendilerinin boşanması hakkındaki iftiraların tamamen yalan olduğunu beyan ettiler. Fakat rüzgar esmezse ağaç devrilmez, değil mi?
Onun yüzüne tokat atmak yerine, ona tükürdü ve aşağılayarak uzaklaştı.