Examples of using "палкой" in a sentence and their turkish translations:
Ona bir sopayla vur.
...ve onunla başını yakalarız.
- Bir çubukla fareyi öldürdüm.
- Bir sopayla fareyi öldürdüm.
O, bir sopayla köpeği dövdü.
Tom fareyi bir sopayla öldürdü.
Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.
Tom bir sopa ile karınca yuvasını karıştırdı.
Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.
Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.
Mary Tom'un gözüne bir çubuk soktu.
Tom bir sopayla kumda bir daire çizdi.
Tamam, sopayla başını tutmamı istiyorsunuz demek?
Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.
Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.
O bir sopayla kız kardeşinin gözüne dürttü.
- Tom bir çubukla kumda adını yazdı.
- Tom adını bir çubukla kumun içinde yazdı.
Tamam, iyi işti. Aferin. Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.
böyle bir sopa ile küçük bir sopa daha olur birine çelik birine çomak denir
Öğretmenimiz bizi bir değnekle dövmeden önce "Bu, sizden ziyade beni incitecek." derdi.
Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi.