Examples of using "нога" in a sentence and their turkish translations:
Bacağın nasıl?
Ayağım tekrar uyuştu!
Hangi bacak acıyor?
Ah, ayağım!
Tom'un bacağı iyileşiyor.
Sağ ayağım uyuşuyor.
Ayağım karıncalandı.
Bacağım kırık.
Benim sol ayağım uyuştu.
Bacağım ağrıyor.
Tom'un kırık bir bacağı var.
Korsanın bir tahta bacağı var.
Kırık bir bacağım var.
Sanırım Tom'un bacağı kırık.
Sanırım bacağım kırık.
Sağ bacağım acıyor.
Bacağım hâlâ uyuşuk.
Ayağım gerçekten ağrıyor.
Şimdi bacağım ağrıyor.
Tom'un sadece bir bacağı var.
Benim sağ bacağım kırık.
Benim sol bacağım kırık.
Bacağım kırıldı.
Tom bacağının kırık olduğunu düşünüyor.
Bacağımın kırık olduğunu biliyordum.
Sol bacağın hâlâ acıyor mu?
- Tom'a bir bacağımın kırık olduğunu söyle.
- Tom'a kırık bir bacağım olduğunu söyle.
Onlara kırık bir bacağım olduğunu söyle.
Ona kırık bir bacağım olduğunu söyle.
Ona kırık bir bacağım olduğunu söyle.
Onun yaralı bacağı tekrar kanamaya başladı.
Onun kırık bacağı henüz iyileşmedi.
Tom'un sadece bir bacağı olduğunu biliyor muydunuz?
Onun kötü bacağı yarışı kazanmasını engelledi.
Sanırım bacağım kırılmış olabilir.
Bacağım hâlâ ağrıyor.
Tom bacağının kırıldığını sandı.
Bacağımın kırık olduğunu biliyordum.
Ayağım acıyor.
Ayağının kırık olmadığından emin olmam gerekiyor.
İlk başta, benim bacağımın kırık olduğunu bilmiyordum.
Tom sol ayağının acıdığını söylüyor.
Bacağımın kırık olduğunu bilmiyordum.
Benim bacağım kırık. Hareket ettiremiyorum.
Tom'un sadece bir bacağı var.
Tom'un sadece bir bacağı vardı.
- Bacağımın kırık olduğunu düşünüyorum. Hareket ettiremiyorum.
- Bacağımın kırık olduğunu düşünüyorum. Hareket edemiyorum.
Ayağım ağrıyor.
Bacağım uyuştu, bu yüzden ne yaparsan yap, şimdi bacağıma dokunma.
Bacağım incindi, bu yüzden yürüyemiyorum.