Translation of "факты" in Turkish

0.096 sec.

Examples of using "факты" in a sentence and their turkish translations:

- Сопоставь факты.
- Сопоставьте факты.

Gerçekleri karşılaştırın.

- Вот факты.
- Это факты.

İşte gerçekler.

- Сопоставьте факты.
- Сравните факты.

Gerçekleri karşılaştırın.

Это факты.

Bunlar gerçekler.

Каковы факты?

Gerçekler nedir?

Рассмотри факты.

Gerçekleri göz önünde bulundurun.

Проанализируем факты.

Gerçekleri analiz edelim.

- Факты стали известны каждому.
- Факты стали всем известны.

Gerçekler herkes tarafından öğrenildi.

начинает попирать факты.

gerçeklerden üstün gelmeye başlar.

Ценности поглощают факты,

Değerler gerçekleri yer

Но это факты

Fakat gerçekler bunlar

Он отрицал факты.

- O, gerçekleri yalanladı.
- O, gerçekleri inkar etti.
- O, gerçekleri reddetti.

Кого волнуют факты?

Gerçekler kimin umurunda?

Мне нужны факты.

Ben gerçekleri istiyorum.

Посмотрим на факты.

Gerçeklere bakalım.

Я осознаю факты.

Gerçeklerin farkındayım.

Вы передёргиваете факты.

Siz gerçekleri çarpıtıyorsunuz.

- Я только констатирую факты.
- Я всего лишь констатирую факты.

- Durum tespiti yapıyorum sadece.
- Gerçekleri söylüyorum sadece.

Но факты не меняются

Ama gerçekler değişmiyor

Возможно, ей известны факты.

O, gerçekleri bilebilir.

Он детально объяснил факты.

O gerçekleri ayrıntılı olarak açıkladı.

Мы хотим знать факты.

Gerçekleri bilmek istiyoruz.

Я просто констатирую факты.

Ben sadece gerçekleri ifade ediyorum.

Вам известны подлинные факты?

Gerçekleri biliyor musun?

Я хочу знать факты.

Gerçekleri bilmek istiyorum.

Вот вам простые факты.

Bunlar basit gerçekler.

Ты отказываешься видеть факты.

Gerçeklerden kaçıyorsun.

Нас интересуют только факты.

Biz sadece gerçeklerle ilgileniyoruz.

Трудно рассказывать голые факты.

- Hakikati söylemek güçtür.
- Gerçekleri tüm çıplaklığı ile anlatmak kolay değildir.

Нам нужны все факты.

Tüm gerçeklere ihtiyacımız var.

Факты подтверждают эту гипотезу.

Gerçekler bu hipotezi doğrulamaktadır.

Примите во внимание факты.

Gerçekleri göz önünde bulundurun.

- Эти факты говорят о его невиновности.
- Эти факты доказывают его невиновность.

Bu gerçekler onun masum olduğunu kanıtlıyor.

Во-вторых, соберите нужные факты.

İkincisi, ilgili unsurları bir araya getirin.

Итак, вот факты о климате.

İşte, iklim hakkındaki gerçekler.

Эти факты поддерживают мою гипотезу.

Bu durum hipotezimi destekliyor.

В отчёте приведены все факты.

Bu rapor tüm gerçekleri gösteriyor.

Я хочу только знать факты.

Ben sadece gerçekleri bilmek istiyorum.

Его теория не опирается на факты.

Onun teorisi gerçeklere dayanmıyor.

Мы знаем ещё не все факты.

Henüz tüm gerçekleri bilmiyoruz.

И какой смысл изучать факты в школе,

Aynı okul sisteminin en iyi bilim dalının bize sunduğu

и моё самоопределение попирает факты каждый день.

ve kimliğim her an gerçekten baskın çıkar.

Факты показали, что наши опасения были излишни.

Gerçekler endişelerimizin gereksiz olduğunu kanıtladı.

Что я хочу знать, так это факты.

Bilmek istediğim şeyler gerçeklerdir.

Так что кто-то должен рассказать нам факты

Bu yüzden birilerinin bize gerçekleri anlatması gerek

Он спокойно собрал факты воедино, один за другим.

Sabırla, o gerçekleri tek tek topladı.

Они арестовывают человека, который рассказывает факты вируса по телевидению.

Televizyonda virüsün gerçeklerini anlatan kişiyi tutukluyorlar.

Вы должны проверить факты, прежде чем писать что-то.

Bir şeyler yazmadan önce gerçeklerden emin olmalısın.

Истории запоминаются в 2–10 раз лучше, чем голые факты.

Hikâyeler, tek başına salt bilgiden 2 ile 10 kat daha hatırlanabilir.

Но это далеко не так, факты даже не цель науки.

Fakat bu, doğru değil -- bu, bilimin hedeflediği bir şey bile değil.

Мы обучаем факт-чекеров, профессионально проверяющих факты, по всему миру.

Bütün dünyada içerik teyit edenlere eğitimler veriyoruz.

Мне очень жаль говорить это, но факты не на вашей стороне.

Kusura bakmasınlar ama işin aslı öyle değil.

Если бы он знал эти факты, аварии можно было бы избежать.

Gerçekleri bilseydi, kazadan kaçınılabilirdi.

- Я достаточно хорошо знаком с фактами.
- Мне достаточно хорошо известны факты.

Gerçekleri yeterince iyi biliyorum.

- Прежде чем мы сможем принять решение, у нас на руках должны быть все факты.
- Прежде чем мы сможем принять решение, мы должны иметь все факты.

Bir karar verebilmemizden önce tüm gerçekleri bilmeliyiz.

что мифы о мясе, яйцах и молочных продуктах — это не мифы, а факты.

et, yumurta ve süt ürünleri ile ilgili efsaneler ve bunları doğru kabul etmemiz.

- Том сложил одно с другим.
- Том сопоставил факты.
- Том прикинул что к чему.

Tom taşları yerine oturttu.

Я никогда не буду извиняться за Соединённые Штаты Америки, и неважно, какие там факты.

Bir daha asla Amerika Birleşik Devletleri için özür dilemeyeceğim. Gerçeklerin ne olduğuyla ilgilenmiyorum.