Examples of using "моём" in a sentence and their turkish translations:
Saklandığım yerde
saklandığım yerde.
Benim sandalyemde oturuyorsun.
Benim tipim değilsin.
Sen benim yerime park ettin.
- Benim koltuğumda oturuyorsun.
- Benim sandalyemde oturuyorsun.
- Benim koltuğumda oturuyorsunuz.
Bahçemdeki güller güzeldir.
Bu benim tarzım değil.
Sen benim listemde değilsin.
Sen yolumda duruyorsun.
Sen benim dilimi konuşuyorsun.
- Bizim evde parkeler gıcırdıyor.
- Evimin zemini gıcırtılı.
çıkartma sesi çıkarıyordu.
Sen benim kalbimdesin.
O benim tipim.
Bugün ve her zaman kalbimde olacaksın.
Evimde dört tane yatak odası vardır.
Her zaman kalbimde olacaksın.
O her zaman kalbimde olacak.
O her zaman kalbimde olacak.
Evimde ne yapıyorsun?
Neden benim sandalyemde oturuyorsun?
Çok az insan dilimi konuşuyor.
Onlar, babamın halini hatırını sordular.
Üniversitemin bir yatakhanesi var.
Benim evde hava çok soğuk.
Benim çayımda hiç şeker yok.
Benim kentim Varşova'da hava soğuk.
O benim tarzım değil.
Benim hesap makinesindeki piller ölü.
Mary benim tipim değil.
Benim yerime park etmişsin.
Benimle ofisimde buluş.
O benim tipim değil.
Listemde on üç isim var.
Sen dilimi konuşuyorsun.
Benim evimde fazla mobilya yoktur.
Bu benim tarzım değil.
- Ben bisikletimi kullanacağım.
- Ben bisikletimi süreceğim.
Benim koltuğumdasın.
Planımı sorguluyor musun?
Tom benim garajımda uyuyor.
O benim sağlığım hakkında endişeleniyor.
Benim evimde dört oda var.
Kalbimde yaşıyorsun.
Arkadaşım hakkında mı konuşuyorsun?
Benim sandalyemde oturuyorsun.
Bahçemdeki güller güzeldir.
Jim benim evimde kaldı.
O benim tipim değildir.
Bilgisayarımda Linux işletiyorum.
Evimde bir klima yok.
Senin kitabın benim büromda.
Neden benim ofisimdesin?
Babam sağlığım konusunda endişeli.
Silahımda daha fazla mermi yok.
Yerimde olsan ne yapardın?
Tom uyarıma dikkat etti.
Herkes benim planım hakkında bilmez.
Onun elbisesi benim zevkime göre değil.
Benim zaman dilimimde burada sabah.
Benim dilimi konuşabiliyor musun?
Annem ve babam, sağlığım konusunda endişeleniyorlar.
Birisi benim koltukta oturuyor.
Tom telesekreterime bir mesaj bıraktı.
Majesteleri, evimde bir yangın var!
Affedersin, garson. Çorbamda bir saç var.
Tom gerçekten tipim değil.
Hadi, sen benim havuzumda yüzebilirsin.
Biri benim yerime park etmiş.
Tom yaşadığımı bilmiyor.
Özür dilerim! Zannedersem benim yerimde oturuyorsunuz.
Dizüstü bilgisayarımda optik disk sürücüsü yok.
Profil resmimi değiştirdim.
Mary gerçekten benim tipim değil.
Kate, benim sınıfımda en iyi şarkıcıdır.
Bahçemde birçok heykelim var.
Evimin içinde iki tane zombi var.
O, her zaman sağlığımı önemsedi.
Benim yaşımdaki bir erkek için heyecan iyi değil.
Affedersiniz, benim yerimde oturuyorsunuz.
Bir kuş sürekli olarak balkonumda ötüyor.
Bunun sağlığım üzerinde olumlu etkisi oldu.
- Benim yerimde olsaydın ne yapardın?
- Benim yerimde ne yapardın?
- Yerimde olsan ne yaparsın?
- Yerimde olsan ne yapardın?
Yerimde olsan aynı şeyi yaparsın.
"Çorbamda bir saç var." "Senin saçına benziyor."
Bu da kesinlikle benim yaşadıklarıma uyuyor.
O benim tipim.
O, partiye katılmamı ilke edindi.
Yüzümde soğuk bir rüzgar hissettim.
O onu şimdi benim evimde arıyor.
Cüzdanımda kalan hiç para yoktu.
Bu resim bana çocukluğumu hatırlatıyor.
Sınıfımda kavgaya müsamaha göstermeyeceğim.