Examples of using "магазине" in a sentence and their turkish translations:
Onlar mağazada şeker satarlar.
Onu mağazada gördüm.
Onlar bu dükkânda et satarlar.
Ben bir mağazadan bir dergi satın aldım.
- Depoda büyük bir yangın vardı.
- Mağazada büyük bir yangın vardı.
Dükkânda bir kitap satın aldı.
O, mağazadaydı.
Mağazada kaç kişi var?
Dükkan sebzeler satıyor.
Ben dükkandaydım.
O, dükkandaydı.
O, dükkandaydı.
Seni çiçekçide gördüm.
Tom mağazadaki en ucuzu olanını satın aldı.
Ayakkabılarını aldığın dükkan bu mu?
Onlar dükkânda ithal mallar satıyorlar.
Kitapçıda ders kitapları satıyorlar.
Mağazada saatimi tamir ettirdim.
Bu mağazada her şey çok pahalı.
Bu mağazada fiyatlar çok yüksektir.
Onlar o dükkânda et satarlar.
Mağazada bir parça mobilya aldı.
Dükkanda bir kitap satın aldı.
O, dükkânda ne aldı?
Bu, mağazadaki en iyi gitar.
Dükkânda birçok resim asılıdır.
Mağazadan bir saat satın alacağım.
Dükkanda kim bir kitap aldı?
Ben bir çiçekçi dükkanında çalışıyorum.
Bay Spencer bir dükkanda çalışır.
Dükkan farklı ürünler satmaktadır.
Dükkan oldukça boştu.
Onlar bu mağazada çiçek satarlar mı?
Bu mağazada hiç çanta var mı?
Mağazadan bir saat satın alacağım.
Bu, mağazadaki en iyi kamera.
Bu dükkânda bir sürü kartpostal var.
Yaz için bir mağazada iş buldu.
Ben mağazada bir şapka aldım.
Mağaza nispeten boştu.
Tom bir hırdavatçıda çalışıyor.
Tom bir hediyelik eşya dükkanında çalışıyor.
Onu herhangi bir kitapçıda alabilirsin.
Dükkan meyve ve sebze satıyor.
O dükkân gazete ve dergi satar.
Onu eski giysi dükkanından aldım.
Bu mağaza çeşitli baharatlara sahiptir.
Dükkanda beni bekleyen hiç kimse yoktu.
Mağazadaki yabancı kitaplar satıldı.
Ben bu saati mağazada satın aldım.
O, o dükkânda ne satın aldı?
Mağazada kaç kişi öldürüldü?
Arkadaşımın dükkanında çalışıyorum.
Bu dükkanda her şey gerçekten ucuz.
Mağazada yeni bir şapka seçtim.
Bu dükkânda likör satılmaz.
O, kitapçıdan kitap satın alıyor.
Bu dükkan eski kitap satar.
O yerel çiçek dükkanında çalışıyor.
- Tom mahalle bakkalında çalışıyor.
- Tom bakkalda çıraklık yapıyor.
Ben o mağazada bir kedi aldım.
Bu mağazada onlar Esperanto konuşuyor.
Onlar bu dükkanda kullanılmış kitap satarlar.
Kızım dükkanda süt alıyor.
Bu dükkân ev aletleri satar.
Bu dükkânda pul satılmıyor.
O mağazada dizüstü bilgisayar satıyorlar mı?
Balık dükkanında canlı balık satıyorlar.
Mağazada Tom için form doldurmak zorundayım.
Mağazada yeni bir uzun balık oltası var.
Dükkan meyve ve sebze satar.
Tom dükkan soymak nedeniyle tutuklandı.
Dükkanda yalnızca nakit kabul ediyorlar.
Tom Park caddesinde bir çiçekçi dükkanında çalışıyor.
O mağazada şeker ve tuz satıyorlar.
Onu bir kitapçıdan alabilirsiniz.
O mağaza et ve balık satar.
Onunla mağazada tesadüfen tanıştım.
O, bu kalemi şu mağazadan aldı.
Mary mağaza soygunculuğundan tutuklandı.
O mağazadan kırmızı bir kazak aldım.
O mağazadan bir şey almadım.
O, dükkânda amcası ile karşılaştı.
Mağaza neredeyse boş.
İnsanlar bu pazarda süt almazlar.
Tom buradan çok uzak olmayan bir mağazadan bir kamera satın aldı.
Dün onunla dükkanda tesadüfen karşılaştım.
Bu mağazada kadın elbisesi satılmıyor.
O mağaza erkek giysisi satar.
Hacı bakkalda da satılacak hali de yok
O mağazadan kendine bir köpek satın alabilirsin.
Annem bir manavdan biraz elma aldı.
Köşedeki mağaza ucuz güneş gözlükleri satıyor.
O mağazada çalışan bir arkadaşım var.