Examples of using "жару" in a sentence and their turkish translations:
Bu sıcaklığa nasıl dayanıyorsun?
Biz sıcakta terliyorduk.
Sıcağa dayanamam.
Tom bana sıkıntı verdi.
Babam yaz sıcağından nefret eder.
O yaz sıcağını sevmez.
Bu ısıya nasıl katlanabiliyorsun?
Hava sıcak olduğunda süt çabucak kesilir.
Yazı severim ancak sıcağa katlanamam.
Bu sıcak havaya dayanamıyorum.
Sıcaklığa daha fazla dayanamıyorum.
Annem yaz sıcağını sevmez.
Tom sıcaktan nefret eder.
Fakat kuru ve sıcak havalarda sanki kilometrelerce sürerdi.
Şapka giymeden bu sıcakta dışarı çıkma.
Bu sıcak havaya daha fazla katlanamıyorum.
Gölet sıcak havada kurudu.
O, kış sırasında soğuktan ve yaz sırasında sıcaktan şikayet eder.
Ben soğuktan korkmuyorum, ama sıcaklığa dayanamam.
Sıcak havayı sevmiyorum.
- Hava çok sıcak olduğunda dehidratasyonu önlemek için çok su içmen gerekir.
- Hava çok sıcak olduğu zaman sıvı kaybını önlemek için çok su içmen gerekir.
Tom sıcaklığa daha fazla katlanamayacağını söylüyor.
Bu sıcakta yürüyerek işe gitmek iyi bir fikir değil.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
Senin en sevdiğin sıcak hava yemeği nedir?
Tom buradaki sıcak ve bunaltıcı yazlara dayanamıyor bu yüzden dağlara gidiyor.
Sıcak havayı sevmiyorum ama Tom sever.