Examples of using "глубокое" in a sentence and their turkish translations:
Bu göl derin.
Göl derin midir?
Deniz derindir.
Deniz çok derin.
Göl çok derin.
Göl burada derin.
Bu göl derin mi?
- Bu göl ne kadar derin!
- Bu göl ne kadar da derin böyle!
Bu göl çok derin.
- Japonya'da bu göl en derin göldür.
- Bu göl Japonya'da ki en derin göldür.
Göl bu noktada derindir.
Konuşma dinleyicileri derinden etkiledi.
Bu, Japonya'daki en derin göldür.
Markalaşma, insan ruhunun derin tezahürüdür.
Onun konferansı bize derinden bir izlenim bıraktı.
Söylediğin bende derin bir izlenim bıraktı.
Hayatında geriye baktığında, o derin üzüntü duymuştur.
Bunun sonunda muhteşem bir etkileşim ve derin bir güven oluşabilirdi
Rusya'daki Baykal Gölü dünyanın en derin gölüdür.
Bu kitap beni derinden etkiledi.
O kadar derin değil.
O ne kadar derindir?