Examples of using "Przyda" in a sentence and their turkish translations:
Kiedy rano wkładałem tę gumkę do kieszeni, nie przypuszczałem, że tak bardzo się przyda.
- Sabah onu cebime koyduğumda bu lastik şeridin işe yarayacağını hiç düşünmemiştim. - Bu sabah cebime koyduğumda bu lastik bandın işe yarayacağını asla düşünmedim.