Translation of "Okulary" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Okulary" in a sentence and their turkish translations:

Zdjął okulary.

O, gözlüğünü çıkardı.

On nosi okulary.

Adam gözlük takıyor.

Tom założył okulary.

Tom gözlüklerini taktı.

Gdzie są okulary?

- Bardaklar nerede?
- Gözlük nerede?

Mam okulary przeciwsłoneczne.

Güneş gözlüğüm var.

Ma okulary przeciwsłoneczne.

Onun güneş gözlüğü var.

Zostawiłem gdzieś okulary.

Gözlüğümü bir yerde unuttum.

Tom nosi okulary.

Tom gözlük takıyor.

Potrzymaj moje okulary.

Gözlüklerimi tut.

Tracy zgubiła swoje okulary.

Tracy gözlüğünü kaybetti.

Gdzie są moje okulary?

- Gözlüğüm nerede?
- Gözlüklerim nerede?

Ile kosztowały te okulary?

Bu gözlük kaç paraydı?

Przynieś mi moje okulary.

- Gözlüğümü getir.
- Bana gözlüğümü getir.

Kto nosi okulary przeciwsłoneczne?

Kim güneş gözlüğü takıyor?

Widziałeś gdzieś moje okulary?

Gözlüğümü herhangi bir yerde gördün mü?

Chłopiec ma na sobie okulary.

Çocuk gözlük takıyor.

- On nosi okulary.
- Nosi okuary.

O gözlük takar.

Ile kosztowały te okulary przeciwsłoneczne?

Bu gözlük kaç paraydı?

Zauważyłem, że nosiła nowe okulary.

Onun yeni gözlük taktığını fark ettim.

Mam na sobie okulary słoneczne.

Güneş gözlüğü takıyorum.

Tom ma na sobie okulary przeciwsłoneczne.

Tom güneş gözlüğü takıyor.

Najwyższy czas, abym wymienił swoje okulary!

Gözlüğümü değiştirmenin zamanı geldi de geçti bile!

Stłukłem sobie okulary, więc nie widziałem tablicy.

Gözlüğümü kırmıştım, bu yüzden tahtayı göremedim.

Julien nosi okrągłe okulary, jak John Lennon.

Julien, John Lennon gibi, yuvarlak gözlükler takıyor.

Okulary przeciwsłoneczne chronią nasze oczy przed słońcem.

Güneş gözlükleri gözlerimizi güneşten korur.

- Dobrze ci w tych okularach.
- Pasują ci te okulary.

Şu gözlükler size uyar.

Dzisiaj jest bardzo słonecznie, więc wszyscy noszą okulary przeciwsłoneczne.

Bugün hava güneşli, bu yüzden herkes güneş gözlüğü takıyor.