Examples of using "Okulary" in a sentence and their turkish translations:
O, gözlüğünü çıkardı.
Adam gözlük takıyor.
Tom gözlüklerini taktı.
- Bardaklar nerede?
- Gözlük nerede?
Güneş gözlüğüm var.
Onun güneş gözlüğü var.
Gözlüğümü bir yerde unuttum.
Tom gözlük takıyor.
Gözlüklerimi tut.
Tracy gözlüğünü kaybetti.
- Gözlüğüm nerede?
- Gözlüklerim nerede?
Bu gözlük kaç paraydı?
- Gözlüğümü getir.
- Bana gözlüğümü getir.
Kim güneş gözlüğü takıyor?
Gözlüğümü herhangi bir yerde gördün mü?
Çocuk gözlük takıyor.
O gözlük takar.
Bu gözlük kaç paraydı?
Onun yeni gözlük taktığını fark ettim.
Güneş gözlüğü takıyorum.
Tom güneş gözlüğü takıyor.
Gözlüğümü değiştirmenin zamanı geldi de geçti bile!
Gözlüğümü kırmıştım, bu yüzden tahtayı göremedim.
Julien, John Lennon gibi, yuvarlak gözlükler takıyor.
Güneş gözlükleri gözlerimizi güneşten korur.
Şu gözlükler size uyar.
Bugün hava güneşli, bu yüzden herkes güneş gözlüğü takıyor.