Examples of using "Mówisz" in a sentence and their turkish translations:
- Ciddi misin?
- Ciddi misin sen?
İngilizce konuşabiliyor musun?
Ne hakkında konuşuyorsun?
Sen akıcı İngilizce konuşuyorsun.
Ne söylediğine ve onu nasıl söylediğine dikkat et.
Ne dediğini anlamıyorum.
Kimle konuşuyorsun?
Bulgarca konuşuyor musun?
Çok fazla konuşuyorsun.
- Arapça konuşur musun?
- Arapça konuşuyor musun?
- Arapça konuşuyor musunuz?
Çince konuşur musun?
Sen dilimi konuşuyorsun.
Benimle konuşuyor musun?
Eğer öyle diyorsan.
- Almanca konuşuyor musun?
- Almanca konuşur musun?
Sen Almanca konuşuyorsun.
Polanyaca konuşur musun?
Eko gibi konuşuyorsun.
İbranice konuşur musun?
Çok hızlı konuşuyorsun.
İkincisinde kendinize söyle diyeceksiniz:
Arnavutça konuşabiliyor musunuz?
Ne söylediğini anlıyorum.
İngilizce konuşur musun?
- Sen neden bahsediyorsun?
- Neden bahsediyorsun sen?
Kim hakkında konuştuğunuzu bilmiyorum.
Ne hakkınızda konuştuğunu bilmiyorum.
Yapmamı söylediğin her şeyi yapacağım.
Benimle konuşuyor musun?
Ciddi olduğunu sanmıştım.
Saçma konuşuyorsun, arkadaşım.
İngilizce konuşamıyor musun?
Neden bir şey söylemiyorsun?
Sizi anlamıyorum.
Kaşupça konuşuyor musun?
Ne hakkında konuştuğunu biliyorum.
Fransızca konuşabilirsin, değil mi?
Ne söylediğini anlayamıyorum.
Neden bu kadar yüksek sesle konuşuyorsunuz?
Hiç Fransızca biliyor musun?
Ne demek istediğini anlıyorum.
İtalyanca konuşuyor musun?
Şaka mı yapıyorsun yoksa ciddi misin?
Sen bana hiçbir şey söylemiyorsun.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
Fransızca konuşuyorsun, değil mi?
Bana Tom'un bilmediğini mi söylüyorsun?
Neden hep Tom hakkında konuşuyorsun?
İlkinde kendinize şöyle diyeceksiniz:
Bu tam onun olduğunu söylediğin gibi.
Sadece hangi dilleri konuşabildiğinizi merak ediyordum.
Tom'un yalan söylediğini mi söylüyorsun?
Ne diyorsun?
Fransızcayı gerçekten oldukça iyi konuşuyorsun.
Golften hoşlandığını söylediğini sandım.
Ne hakkında konuştuğun konusunda hiçbir fikrin yok.
Tom Fransızca konuştuğunu söyledi.
Bir ihtimal Fransızca konuşmuyorsun, değil mi?
Bana bunu Tom'un yapmadığını mı söylüyorsun?
Öyle söylediğiniz için naziksiniz.
Söylediğinin doğru olduğunu düşünüyorum.
- İngilizceden başka bir dil konuşabiliyor musun?
- İngilizceden başka bir dil konuşabiliyor musunuz?
Laf çok icraat yok!
Tom'un gitmediğini söylediğini düşündüm.
Bir ölçüde söylediklerine katılıyorum.
Eğer tartışmadan kaçınmanın bir yolu olarak nezaketten bahsediyorsanız,
Ne dediğini duyamıyorum, burası çok gürültülü.
Katalanca konuşur musun?
Hiçbir şey olmadığını söylediğini düşündüm.
Hiç kimsenin Tom'u sevmediğini söylediğini düşündüm.
O kadar sessiz konuşuyorsun ki seni zorlukla duyabiliyorum.
- Almanca konuşuyor musun?
- Almanca konuşur musun?
- Almanca biliyor musun?
Onu niçin söyledin?
Bitkilerinle konuşur musun?
Ben konuşma şeklini seviyorum.
Radyoyu kıs. Söylediğin tek kelimeyi anlamıyorum.
Ne hakkında konuştuğunu tam olarak biliyorum.
Bu hafta Boston'da olacağını söylediğini düşündüm.
Kaç tane dili iyi konuşursun?
O kadar yüksek sesle sesle konuşuyorsun ki seni birinci katta bile duyabiliyorum.
- İngilizce konuşuyor musun?
- İngilizce konuşur musun?
Siyasi eylemlerin hukukun üstüne çıktığı söylendiğinde insanlar alınıyor.
Neden benimle sürekli İngilizce konuşuyorsun? Bir yabancı olduğum için mi?
Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.