Examples of using "Los" in a sentence and their turkish translations:
Kendini riske atıyorsun.
Riske giriyoruz.
Onun sonu geldi.
Dişi tavukları daha da kötüsü bekler.
Birine bile takılsa... ...hamam böceğinin kaderi mühürlenir.
Los Angeles Times'tan bir manşet:
Los Angeles'a gitmeyi düşünüyorum.
Kader bana gülümsedi.
Los Angeles'a giden bir uçağa bindi.
O, dans eğitimi amacıyla Los Angeles'a gitti.
Fakat dolunay varken bile... ...talih birden dönebilir.
Los Angeles Amerika'daki ikinci en büyük kent.
Pek çok hayvan gibi çitaların talihi de Ay'ın evreleriyle ayrılmaz şekilde iç içe geçmiş durumda.