Examples of using "Górze" in a sentence and their turkish translations:
Üst kattaydım.
Üst katı kontrol edeceğim.
Üst katta konuşacağız.
Onlar üst katta çalışıyor.
Ben üst kattayım.
Tuvalet üst katta.
- Yağ yüzeye çıkar.
- Yağ suyun üstüne çıkar.
O üst katta.
Kütüphane üst katta.
Pekâlâ. Şimdi üzerindeyim.
Ya da şuradaki dağın üstünde gördüğüm
Üst kattaki odayı bir öğrenciye kiraladılar.
Şimdi kim üst katta?
Benim odam üst katta.
Üst gruba geldiğimde
Dağın üzerinde bir sürü maymun var.
Tom ve Mary üst katta uyuyorlar.
Yukarıda ne halt ediyordun Mary?
Tom seni üst katta görmek istiyor.
- Bu dağda yaşayan birkaç tilki olduğunu biliyor muydunuz?
- Bu dağda yaşayan birkaç tilki olduğunu biliyor muydun?
Demek buradan karşıya geçmemi ve yüksekte kalmamı istiyorsunuz?
Bir halat üzerinde dengenizi sağlayıp karşıya geçiyorsunuz.
Yukarıda neye bağlı olduğundan emin değilim. Beni taşımama ihtimali var.
Alaska kıyılarında somonlar, nehrin üst taraflarındaki yumurtlama alanlarına yönelmiş.
Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.