Examples of using "Daleko" in a sentence and their turkish translations:
Biz çok ileri gittik.
O çok uzak mı?
O çok çok uzakta.
- Boston uzakta mı?
- Boston uzak mı?
Ne kadar uzak?
Tom çok uzakta.
Haliçten iyice uzaklaştı.
Hâlâ çok uzakta.
Aşağıya kadar uzun bir yol var.
Hâlâ çok uzakta.
Tom çok uzağa gitti.
O buradan uzak mı?
- Sydney buradan çok uzak.
- Sydney buradan uzak.
Buradan kasabaya ne kadar uzak?
Çabuk, hazır kartal gitmişken!
Çabuk, hazır kartal gitmişken!
Karanlıkta uzun mesafeli çağrı yapıyorlar.
Enkaz hâlâ çok uzakta.
Yuvasına çok mesafe var.
Havaalanına ne kadar uzaklıkta?
Müze buradan ne kadar uzaklıkta?
Tom uzağa gitmiş olamaz.
Sadece ne kadar geriye gitmek istiyorsun?
Tom evden uzakta.
Buradan Boston'a uzak mı?
Boston çok uzak mı?
Boston'a ne kadar uzakta?
Otel buradan uzak mı?
Havaalanına ne kadar uzaklıkta?
Tom havaalanından uzakta yaşıyor.
Aşağıya kadar uzun bir mesafe var. İşte orada.
Pes edemeyecek kadar ilerledik,
Beni enkazdan oldukça uzağa sürüklüyor.
Okulunuz evinizden uzak mı?
İleride başka bir gemi gördük.
Burası şehre ne kadar uzaklıkta?
Buradan deniz ne kadar uzaklıkta?
Güneş, Dünya'dan çok uzaktadır.
Burası Boston'a ne kadar uzakta?
Boston Şikago'dan ne kadar uzakta?
O, buradan ne kadar uzaklıktadır?
Hepimiz evlerimizden uzağız.
Burası Tokyo'ya ne kadar uzaklıkta?
Tom'un buradan çok uzakta olmayan bir evi var.
Pekâlâ, hadi deneyelim! Çabuk, hazır kartal gitmişken!
Atlamak istiyorsunuz! Bu uzun bir mesafe.
Ancak avın gürültüsü serin gecede çok ilerilerden duyuluyor.
kendilerinden çok daha iyi bir grup insan bırakarak gidenlerdir.
Aşağısı çok yüksek. Pekâlâ, işte büyük an.
Uzaklarda ama hala onu seviyorum.
Beni buradan uzaklaştıracak bir tekne istiyorum.
O, matematikte bizden ilerdedir.
Tom çok arkamızda olamaz.
Havaalanıyla otel arasındaki uzaklık nedir?
Asla kabul etmezler. Bu çok fazla.
Evim buradan çok uzak değil.
Boston Şikago'ya ne kadar uzakta?
Yağmur yağmaya başladığında fazla uzağa gitmemiştik.
Burası evinizden ne kadar uzaklıkta?
Gölü ve taş ocağını görüyor musunuz? Oldukça uzak bir mesafe!
Durgun sabah havası şarkılarını ağaçtan ağaca, uzaklara taşır.
Durağımı kaçırdım. Bir sonraki durağa ulaşmak ne kadar sürer?
Ama bizi buraya kadar getirmeniz harika bir başarı. Biraz dayanın.
...dünyanın en kuzeyinde yaşayan kurbağa olmuştur.
Görevimizi bırakamayacak kadar ilerledik. Asla pes etmeyin!
Gözün görebildiği kadarıyla kumdan başka bir şey yoktu.
Buraya kadar gelerek harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.
Buraya gelinceye kadar harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.
Buradan otele yürüyerek gitmek çok uzaktır. Daha iyisi bir taksiye binmek.