Translation of "커다란" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "커다란" in a sentence and their turkish translations:

커다란 포유류 시체예요

Bakın, bu büyük bir memeliye ait.

저 커다란 금호선인장보다는

ve bu bitkinin sıvısını almak

와, 커다란 절벽이 있어요

Vay canına, devasa bir şelale var!

‎커다란 동물이 또 왔군요

Suyun başında başka devler de var.

‎하지만 커다란 생물도 있습니다

Ama aralarında devler de vardır.

이건 커다란 과제죠. 이해합니다.

Bu büyük bir iş

산허리로 들어가는 커다란 동굴이 있네요

Vay canına, burası dağın yan tarafında bulunan devasa bir mağara.

이 커다란 탱크 좀 보세요

Şu devasa su tankına bakın.

커다란 집게발이 있다면 그게 무기겠죠

Büyük pençeleri varsa, silahları odur.

제게 커다란 산 같았던 일인

yaptığım en çarpıcı şeydi,

뭐, 커다란 육식동물이 있었던 게 확실하지만

Büyük avcıların daha önce orada bulunduğuna dair işaretler var.

이 커다란 바위에 두를 수도 있죠

Bu büyük kayanın çevresine dolayabilirim.

‎날여우원숭이는 커다란 눈으로 ‎항상 위험을 살핍니다

Kolugoların kocaman gözleri vardır. Sürekli tehlike kollarlar.

이는 가난이 매우 커다란 상처를 남기며

Bu, yoksulluğun kalıcı iz bıraktığı ve

저 점들이 커다란 이유는 중력 때문입니다.

Bu noktaların büyüme sebebiyse yer çekimi kuvveti.

큰 사물, 커다란 상자, 동물을 이용해서 말이죠.

geçebileceğimi söylüyor.

오랜 세월 파내면 이렇게 커다란 구덩이가 남죠

zaman içinde yaptıkları kazılar dev çukurlar oluşturmuş.

하지만 그들이 극복해야 할 커다란 문제들이 있습니다.

Elbette üstesinden gelmeleri gereken devasa engeller var

‎독성이 있는 커다란 아네모네 아래 ‎몸을 숨겼습니다

ve kocaman, zehirli bir anemonun altına gizlendi.

그 독주머니가 강력한 겁니다 커다란 집게발이 필요 없죠

bu zehir kesesinin çok etkili olduğu kesindir. Büyük pençelere ihtiyacı yok.

생명 유지의 질서에 반하는 커다란 역경에 맞서야 하고

hayatı zorlaştıran zor adımlarla karşılaşıyoruz

하지만 수분을 섭취해도 되는 불쏘시개라면 저 커다란 금호선인장보다는

Ama bunlar geyik boynuzuysa sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır ve bu bitkinin sıvısını almak

저는 제 방 벽에 커다란 악어의 포스터를 걸어놓았죠.

Yatak odası duvarımda asılı dev bir timsah posteri var.

그리고, 이 작은 은하계들은 암흑물질에 대한 커다란 단서입니다.

Ve bu ufaklıklar karanlık madde açısından önemli ipuçları.

아니면 이 커다란 바위 밑 그늘에 들어가 볼 수도 있습니다

Ya da şu büyük kayalıkların altında kendimize gölge bir yer arayabilir

커다란 수컷 표범이 광분한 상태로 주도인 방갈로르의 한 학교에 침입했습니다

Bu kez, öfkeli, büyük bir erkek pars eyalet başkenti Bangalore'daki bir okulda.

‎커다란 동물들만이 야간에 ‎이렇게나 탁 트인 곳에 올 수 있죠

Hava karardıktan sonra ancak en büyükler böyle açık bir alana gelmeye cüret eder.

이런 커다란 돌을 계속 뒤집어 볼 겁니다 이 밑에 뭐가 있을까요?

Bakın, bu büyük taşların altına bakmaya devam edeceğiz. Bunun altındakine bakın.

‎커다란 눈으로 빛을 빨아들인 덕에 ‎어둠 속에서 놀라울 만큼 ‎민첩하게 움직입니다

Devasa gözleri ışığı âdeta kana kana içiyor. Böylece karanlıkta çok çevik hareket edebiliyor.

전부해서 한국에는 약 100개 정도의 재벌기업이 있고 한국경제의 커다란 자산이라 할 수 있지.

Toplamda, 100 civarında Chaebols var ve bunlar Güney Kore ekonomisinin çoğunluğunu