Translation of "있어야" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "있어야" in a sentence and their turkish translations:

조리기구가 있어야 할 주방서랍에는

Çekmeceleri açtığınızda mutfak eşyaları olması gerekliyken

하지만 물도 있어야 하겠죠

Ama suya da ihtiyacımız olacak.

비즈니스에도 이런 개념이 있어야 해요.

İş dünyasında da aynı fikre ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

소비자가 있어야 기업도 있는 거니까요.

Şirketlerin var olmasının sebebi de bu.

건물을 만들어낼 수 있어야 하죠.

Bir yapı inşa edebilmelisiniz,

그리고 그 또한, 감옥에서 있어야 했습니다.

Bu sürenin bir kısmını kendisi de hapiste geçirir,

자원을 효율적으로 사용할 공간이 있어야 합니다.

Gezegenimizin son kullanma tarihini uzatmak için

저는 물리학자이니까, 당연히 그래프가 있어야 겠죠?

Fizikçi olduğuma göre bir grafik olmalı, değil mi?

작거나 작게 만들 수 있어야 하고, 가벼워야 합니다.

sonuçta bunların da kompakt olması lazım, katlanabilir ve hafif.

그리곤 생각했습니다. 내가 있어야 할 곳은 바로 여기라고.

Ve kendimi ait olduğum yerin orası olduğu düşüncesiyle baş başa buldum

수익에 매달리지 않고 그 너머를 볼 수 있어야 해요.

ve kâr dışındaki şeyleri de temsil eden bir kitaba.

외과 의사의 팔꿈치는 항상 편안히 옆구리에 내려와 있어야 해.

Bir cerrahın dirsekleri yanlarında rahatça dinlenmeli.

‎이 동물은 수백만 년에 걸쳐 ‎몸을 숨기는 법을 터득했어요 ‎문어의 흔적을 ‎알아볼 수 있어야 했는데

Bu hayvan, bulunması imkânsız olmayı öğrenmek için milyonlarca yılını harcadı. Ahtapot izlerinin görünüşünü öğrenmem gerekiyordu.