Examples of using "오랑우탄은" in a sentence and their turkish translations:
Günümüzde, Sumatra ve Borneo adaları dışında her yerde soyları tükendi.
Orangutanlar yarı münferit hayvanlar,
Yollarından çekilmeni istiyorlar ama sizi yok etmek istemiyorlar,
Belki de orangutanlar sandığımızdan daha gececidir.
Orangutanlar çoğu zaman palayla öldürülüyor veya benzinle yakılıyor.
1,5 metre uzunluğundaki, 100 kiloluk bu görkemli memeli, çok rahat bir şekilde ölümcül yaralar verebilir.
Kendi ortamında avlanmayı ve üstün olmayı çok iyi biliyor. Ne isterse yapar kısacası.
Bu Tarzanvari hayvanların bizi kolayca öldürebilecekleri kuşkusuz.