Examples of using "서서" in a sentence and their turkish translations:
Hiç kıpırdamadan durarak...
kendimi denklemin diğer tarafında buluyorum
ve şimdi bir iklim aktivisti olarak huzurlarınızda bulunuyor,
Bense karşınızda durmuş
Ufkun ötesine bak
bir oda dolusu yabancının karşısında durabilen
yeni nokta oluşunca aynaya bakıyordum