Examples of using "보겠습니다" in a sentence and their turkish translations:
Bu şeyi güvenli şekilde uçurup öyle inmek istiyoruz.
Okyanusta küçük br kübe odaklanalım.
Lazerimiz doğrudan içinden geçiyor.
O zaman farklı yaklaşmama izin verin.
Geriye dönüp biraz su alacağım ve bunu deneyeceğim.
Sonra da bunu döküp dışarı çıkmasını bekleyeceğiz.
Anlaşılması güç olduğu için size okuyacağım.
Tamam, başka bir yol bulup bulamayacağımıza bir bakalım.
Tamam, şimdi bu Ölü Adam Çapası'na kendimizi bağladık.
Bu ülkelerde önceden gördüğümüz iki ev seçtik,
benim için bütün bunların başladığı 2010 yılına götürmeme izin verin.
Bu tür büyükçe taşların altına da bakmaya devam edeceğiz.