Translation of "마침내" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "마침내" in a sentence and their turkish translations:

‎마침내...

Nihayet.

마침내, 바깥입니다.

ve sonunda, dışarıdasın.

그리고 마침내

Ve zamanla

‎마침내 조수가 바뀝니다

Gelgit nihayet tersine dönüyor.

마침내 차분해졌습니다 그리고 구비는

ve ormana bırakılıyor. Gubbi'ye gelince...

‎마침내 먹이를 먹게 됐네요

Nihayet beslenebilecekler.

‎그러다 마침내 ‎돌파구를 찾았어요

İşte o noktada başarılı olmaya başladım.

‎마침내 태양이 ‎마지막 햇살을 거두며

Nihayet, güneş ufukta kayboluyor.

마침내 연방 법원이 이를 위헌으로 판결하자

Bir federal mahkeme tarafından nihayet anayasaya aykırı bulunduğunda

하지만 전 마침내 이것을 합리화 했죠.

Ama en sonunda düşünerek mantığıma oturttum.

저는 마침내 정상까지 오르는 임무를 완수했습니다.

Oradan sonra hızla zirveye ulaştım.

‎마침내, 새끼는 귀에 익은 ‎울음소리를 듣습니다

Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.

‎마침내 조명이 꺼진 ‎도시의 공원을 찾아냅니다

Nihayet, aydınlatılmamış bir şehir parkı buluyor.

마침내 원정대가 정상에 올랐다는 소식을 들었습니다.

...biz aşağıda South Col kampındaydık.

마침내 병원으로 간 마시는 올바른 해독제를 맞고

En sonunda hastaneye götürülüp doğru panzehir verilince,

그러던 어느날, 저희는 마침내 한 번의 결실을 얻었습니다.

Fakat bizim durumumuzda, bu gerçekten oldu.

그리고 마침내 그 시간이 지나가면 저는 녹초가 됩니다.

En sonunda, aşabildiğimde, çok yorgun oluyorum.

‎녀석은 물 밖으로 나와 ‎공기 속 산소를 직접 흡수합니다 ‎마침내 태양이 돌아옵니다

Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.

‎태어난 지 몇 주 안 된 새끼는 ‎마침내 나무 사이로 들리던 소리가 ‎무엇인지 알게 됩니다

Sadece birkaç haftalık bir bebek bu. Ağaçların arasından duyduğu sesler sonunda gözünde somutlaşıyor.