Translation of "대해" in Turkish

1.821 sec.

Examples of using "대해" in a sentence and their turkish translations:

그리고 미래에 대해 얘기했겠죠.

aheste aheste bahsetmiş olmalı.

카메라의 성능에 대해 연구해왔습니다.

bunu yapabilecek bir kamera üzerinde çalışıyordum.

환자 보건복지부에 대해 말합니다.

hasta sağlık hizmetleri hakkında konuşuyor.

여름 문명에 대해 생각해보세요.

Bir yaz medeniyeti hayal edin,

젠트리피케이션에 대해 잠깐 얘기해보죠.

Kentsel dönüşüm hakkında konuşmadan önce duraksamama izin verin.

'좋은 아내'에 대해 들어왔기 때문이죠.

çünkü ona "iyi eş materyali"ne sahip olmak için Nijerya'da

먼저, 제 휠체어에 대해 말씀드릴게요.

Öncelikle şık aracım hakkında birkaç söz.

심장은 감정에 대해 강하게 반응합니다.

ama hislere çok fazla tepki veriyor.

달리는 여성들에 대해 말하면 어떨까요?

bir grup kadının koştuğunu söylüyorum.

우리 나라의 미래에 대해 무심한

ve ülkemizin geleceğini

친구들은 자신들의 삶에 대해 얘기해주었어요.

Anne adayına onun hayatından hikâyeler anlattılar

우리들의 가치에 대해 어떻게 생각할지

kendi değerimiz üzerine düşünmeyi

또 다른 모순에 대해 말씀드릴께요.

ortaya başka bir çelişki atmama izin verin.

아름다움에 대해 잠깐 이야기 해봅시다.

Biraz güzellik hakkında konuşalım.

GL도 그 아이들에 대해 얘기했습니다.

GL ise, çocuklar ve bu mahallede yaşamanın

정치에 대해 대화할 필요가 있습니다.

fakat konuşabilmemiz lazım

삶에 대해 놀랍도록 감사한 마음입니다.

hayat için minnettarım,

재산 손해에 대해 얘기할때 당연하게

mülkiyetin yıkılması,

왜 그런지에 대해 알고 싶었어요.

Nedenini anlamaya çalıştım,

저는 사실 경제뉴스에 대해 아주 열정적이었죠.

Ben iş dünyasını seviyordum.

저는 이 주제에 대해 생각할 때면

Bu konu hakkında düşündüğümde

저는 음식과 농업에 대해 이야기하는 것입니다.

Yiyecek ve tarımdan bahsediyorum.

우리는 세계적인 이주에 대해 준비해야 합니다.

Bugün küresel göç için hazırlanmaya başlamalıyız.

왜 제가 여기에 대해 부끄러워해야 하죠?

Niçin bununla ilgili kötü hissetmeliyim?

그런데 이 연결점에 대해 어떻게 생각하시나요?

Ama bu bağlantı ne?

백인들에 대해 이야기하고 있는 것이 아닙니다.

gamalı haç, kukuleta ve meşalelerle dolaşanları konuşmuyorum.

만약 이것에 대해 설명하라고 했을 때

Sanırım bunun hakkında bir tahminde bulunmamı isteseydiniz

연구하면서 이미 알았던 답에 대해 말씀드리겠습니다.

araştırmalardan ne öğrendiğimi anlatabilirim.

예컨대, 여과하여, 그 정수에 대해 말하자면

kısacası

우리는 바다에 대해 얼마나 알고 있을까요?

Okyanuslar hakkında aslında ne kadar şey biliyoruz?

인간에 대해 정의하는 중심적이고 중요한 사실입니다.

inanılmaz fedakârlığımız ve ortak çalışmamız.

사람들이 복수에 대해 이야기하는 걸 거부하고

Sergio tüm intikam önerilerini reddetti

왜냐면 여러분이 이유에 대해 사람들을 관여시키면

Çünkü insanlarla nedenler hakkında etkileşime geçtiğimizde

데이터의 권력과 목적에 대해 이해하기 위해서요.

bir istatistikçi olmanız gerekmediğini de biliyorum

그 점에 대해 뭔가 할 때입니다.

Bunun için bir şey yapmanın zamanı geldi.

오히려 세상에 의해 증오감에 대해 배우죠.

çevremizdeki dünya tarafından nefretin öğretildiğini söylüyor.

모두그것에 대해 엄격하게 반응하게 된다는 것입니다.

hepsi kalıplaşmış tepkiler.

저는 슈퍼버그에 대해 개인적인 전쟁을 선포했습니다

dirençli bakterilere kendi savaşımı açtım.

잠시 슈퍼버그에 대해 이야기 해보도록 하죠

Bu bakteriler hakkında biraz konuşalım.

당연히 에펠탑의 높이에 대해 합의하는 것은

Tabii ki Eyfel Kulesi'nin uzunluğunda mutabık kalmak;

기후에 대해 몇 가지 사실을 알려드리겠습니다.

İşte, iklim hakkındaki gerçekler.

맞아, 나는 '강남'에 대해 이야기하고 있었어.

ünlü bölgede. Evet, GANGNAM BÖLGESi'nden bahsediyorum.

일회용 플라스틱 오염에 대해 많이 듣습니다

Plastik pipet ve alışveriş poşetlerinin deniz habitatlarını tıkaması gibi.

저는 성장형과 고정형 사고방식에 대해 배웠습니다.

Geliştirme ve sabit zihniyetlerinin ne olduğunu öğrendim.

사람들이 저에 대해 안타까워하길 원하지 않습니다.

insanların benim adıma kötü hissetmesini istemiyorum.

만약 우리가 드레퓌스에 대해 잘못 판단하고 있는거라면?

olabileceğinden şüphe etti.

레니의 배우자에 대해 생각나는 건 별로 없네요.

Lenie'nin eşi hakkında pek bir şey hatırlamasam da

어떤 결정이든 먼저 위험부담에 대해 고려해야 합니다.

Verdiğiniz her kararla ilk olarak risklere karar vermek zorundasınız

당연하게도 사생활의 정의와 그것이 왜 중요한지에 대해

Günümüzde mahremiyet ve önemi hakkında

처음에 모퉁이 너머를 보는 것에 대해 말씀드렸는데

Köşenin diğer tarafını görmeyi daha önce duymuş olabilirsiniz

제가 겪은 일에 대해 이해하는 바를 들려주었습니다.

yaşadığım şeyi anlayan insanlardan haber aldım.

서로에 대한 이유 없는 보살핌에 대해 이야기하죠.

birbirimize duyduğumuz tanımlanamayan ilgi ile açıklanabilir.

그 방법에 대해 생각만 할 필요는 없습니다.

Bunu kuramlaştırmak zorunda değilsiniz.

기독교 신학 작품들에서 이에 대해 읽으셨기 때문이었습니다.

ya da Hristiyan teolojisinde bununla ilgili okumalar yapmışlardı.

그래서 저는 많은 것들에 대해 생각해 보았습니다.

Bir sürü şey hakkında düşündüm.

소음에 대해 뭘 더 할 수 있을까요?

Gürültüyle ilgili başka ne yapabiliriz?

지구의 상태에 대해 더 이상 침묵해선 안됩니다.

Gezegenimizin durumu etrafındaki sessizliği yıkmamız gerekiyor;

과연 우리는 바다에 대해 얼마나 알고 있을까?

Okyanuslarımız hakkında aslında ne kadar şey biliyoruz?

사람들은 자신의 지론에 대해 너무나 방어적이기 때문입니다.

çünkü ilgilendiğimiz kendi teorimize çok bağlıyız.

우리 팀과 저는 이에 대해 조사하기로 했죠.

Ekibim ve ben bunu araştırmaya karar verdik.

인생의 가장 힘겨웠던 시기에 대해 이야기를 들려주고,

ve hayatındaki en zor hikâyelerden bazılarını anlatabilen

비디오 게임을 하는거에 대해 좋은 점이 있다면?

video oyunlarının kendilerine kattıklarına ve bir topluluk olmaya dair

그래서 우리가 이런 문제에 대해 심사숙고 한다면

Eğer bu sorular hakkında düşünürsek

다른 사람들은 진보에 대해 별 관심이 없습니다.

Diğerleri için ilerleme fikri onları ürpertiyor.

그러나 이스라엘 사람과 그들의 역사에 대해 알게되고

ama onları tanıyıp hikâyelerini öğrenerek

이에 대해 이야기하려면 또다른 강연 하나가 필요하죠.

ve bu başlı başına ayrı bir konuşma konusu.

저는 대학생에게 교육의 불평등과 인종에 대해 가르칩니다.

Üniversite'de eşitsizlik ve ırk hakkında eğitim veriyorum

특히 인종 문제에 대해 이야기하는 방식 때문에

Ama ne yapayım, ırk konusunda konuşma tarzım buydu.

LA: 케이틀린과 그 일에 대해 대화를 나누었습니다.

LA: Ben de Caitlin'a

하지만 그것에 대해 연구하는 것은 정말 즐겁습니다.

Ama üzerinde çalışması gerçekten çok heyecan verici.

저는 무례함이 어떤 영향을 미치는지에 대해 연구합니다.

Kabalığın insanlar üzerindeki etkilerini araştırıyorum.

여러분께서 가족중심의 양육에 대해 응원을 해주시는 겁니다.

ve aile yanı bakımı desteklemek.

그들의 영역 앞마당에 대해 간섭하는 것으로 여겼다.

kendi başlarına karışık gördükleri ön bahçe.

트럼프는 이러한 약속에 대해 모순된 점을 지적했습니다

Trump bu iştirakler hakkında çelişkili söylemlerde bulundu.

제 바로 전 강연에서 '신경가소성'에 대해 들으신대로

Daha önce bir nöroplastisite ile konuşmamdan öğrendiğim gibi,

언제까지라도 함께 그것에 대해 말할 수 있는 것을요.

sonsuza dek konuşacağımız bir şeyler.

제가 마술에 대해 사랑하는 모든 게 있기도 합니다.

Sihre dair sevdiğim her şeyi içeriyor.

한번쯤은 제가 말하고 있는 관점에 대해 생각해보길 희망합니다.

size sunduğum şu bakış açısını en azından dikkate alırsınız,

사진 촬영과 야외 공간의 관계에 대해 분석해보고자 했습니다.

ilişkisini keşfetmek istedik.

인생을 어떻게 펼쳐낼까에 대해 두려움 없이 꿈을 꾸죠.

hayatımızın nasıl olabileceği hakkında korkmadan hayal kurarız.

글쓰기에 대해 제가 알아야 할 모든 것을 배웠으니까요.

bana yazmak hakkında bilmem gereken her şeyi öğretti

우리가 인종 문제라고 생각하는 일들에 대해 보도할 때,

düşündüğümüz şeyleri haber yaptıkları zaman

그런 우리의 결점을 어떻게 이용할지에 대해 관심이 있습니다.

ve kusurlarımızın farkına varmanın bizi güçlendirebilmesi beni çok şaşırtıyor.

대기 오염에 대해 공부를 해야한다는 사실을 알고 있었습니다.

hava kirliliği hakkında bir şeyler öğrenmem gerektiğini biliyordum.

저는 이 문제에 대해 8년째 고민을 하고 있습니다.

Sekiz yıldır bunun üzerine düşünüyorum.

밀레니엄 챌린지 협회는 최근 부패 관리 지표에 대해

Millenium Challenge Corporation kısa süre önce bize

모두에게 각자의 삶과 경험에 대해 이야기 해달라고 하세요.

hayat tecrübelerinden bir hikâye paylaşmalarını söyleyin.

여기서 휴대폰 에티켓에 대해 똑같이 가정을 하면 안됩니다.

bu grupların topluluk içinde telefon kullanma kuralları farklıdır.

여러분은 저에 대해 이미 두 가지를 알고 있죠.

Benim hakkımda şimdiden iki şey biliyorsunuz:

그것과 함께, 저의 모든 트라우마에 대해 생각해 봤어요.

Bununla birlikte yaşadığım tüm travmaları düşündüm:

저는 코미디에 대해 제가 아는 모든 것을 쏟아부었어요.

Onun hakkında bildiğim her şeyi aldım --

먼저는 제 정체에 대해 익숙치 않은 분을 위해

Ne yaptığımı bilmeyenler için

혹은 우리가 과학에 대해 말할 필요가 없는 사람이라면,

ya da daha bilimsel konuşmamıza gerek yoksa

선견지명을 위한 또 다른 도구에 대해 얘기해 보죠.

Pekâlâ, öngörü için başka bir araçtan daha bahsedelim.

그들이 처한 운명에 대해 걱정할 이유가 없는 곳이죠.

bu nedenle, yaklaşmakta olan kaderleri uykumu hiç kaçırmadı.

저는 제가 스스로의 민족주의적 감정에 대해 파고들었을 때

Ben kendi içimdeki ulusalcı düşüncelere daldığım zaman

그러기에 앞서 우리는 인간의 가치에 대해 생각해봐야 합니다.

ama öncelikle insani değerlerimiz hakkında yeniden düşünmeliyiz.

만약 제가 오늘날의 투쟁에 대해 이야기를 하고 싶다면

Eğer günümüzün mücadelesi hakkında bir hikâye anlatmak istesem

우리는 그곳에 대해 아직 모르는 게 너무 많지만,

Hâlâ hakkında bilmediğimiz pek çok şey var.

솔직히 말하면 저는 스스로에 대해 많이 생각하지 않았어요.

Açıkçası bunu çok fazla düşünmedim.