Examples of using "강하게" in a sentence and their turkish translations:
Rüzgâr çok güçlü.
derimi kalınlaştırdığı,
ama hislere çok fazla tepki veriyor.
arka kolumun büyük kısmını ve biraz da kemiği kavradı.
rıza düşüncesi seksle oldukça bağlantılı
Fakat şimdi William Pitt Napolyon'un fetihlerinin Fransa'yı daha güçlü hale getirdiğinden korktu