Translation of "달라고" in Turkish

왜 여성들에게 그냥 도와 달라고 안했을까요?

neden gidip kadınlardan birazcık yardım istemediler?

의도적으로 일부러 더 집중해 달라고 부탁하였습니다.

başka bir şeye odaklanmalarını istedik.

그리고, 그 사람한테 직접 신청해 달라고 하세요."

Onun başvuru yapmasına izin vermelerini talep ediyorsun."

하지만 저 환자는 커피 프림을 가져다 달라고 요구합니다.

Ama ona aromalı kahve sütlüğü getirmemi isteyen hastam

마크를 만난 날 그가 저더러 춤을 가르쳐 달라고 하더군요.

Mark'ı ilk gördüğümde benden ona dans etmeyi öğretmemi istedi.