Examples of using "다니는" in a sentence and their turkish translations:
Yürüyor.
Okula gidebilenler ise
yani hiçbir zaman bir grup hâlinde hareket etmezler.
Peki ya ortaokula gidebilen çok az şanslı genç?
Tüm şifrelerimizin,
Ormanda pala olmadan ilerlemek eğlenceli değil.
Karanlıkta yol alırken üstüne yapışan remora kortejini saymazsak.
Grup hâlinde gezmek, yüksek sesle müzik çalmak, fener ve sopa taşımak
her gün barındırdığımız gizli yetenekleri ve tutkuları