Examples of using "낙하산" in a sentence and their turkish translations:
Bunu toplayıp yürümeye başlayacağız.
Bir paraşüt ipiyle onu bağlayabilirsiniz.
Biraz paraşüt ipiyle onu bağlayabilirsiniz.
Sonra paraşüt ipini tırmanış halatına bağlıyoruz.
Paraşüt halatının içindeki iplerden
Paraşütü açtım, şimdi enkazı bulma vakti.
Paraşüt ipine ufak düğümler attım.
Halatı atmaya yardımcı olması için paraşüt kordonunu da kullanacağız.
Bu bir meşale için oldukça iyidir. Bunu bir paraşüt ipiyle bağlayacağız.
Pekâlâ, bunu yuvarlayalım. Tamam, bu işte kullanabileceğimiz en iyi şey, paraşüt ipi.
Birkaç dal ve bir paraşüt ipiyle yapabilecekleriniz inanılmazdır.