Translation of "‎훨씬" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "‎훨씬" in a sentence and their turkish translations:

‎훨씬 서늘하지만

Çok daha serin olsa da...

훨씬 높이

Çok daha artmasını.

휴유증도 훨씬 줄었습니다.

daha fazla ameliyat gerçekleştirdiler.

메르카르도보다 훨씬 더요.

Merkatör'den çok daha iyi.

‎어둠 속에서는 ‎훨씬 뛰어나죠

Karanlıktaysa... ...çok, çok daha iyi görürler.

여기 안이 훨씬 서늘해요

Burası çok daha serin.

와, 여긴 훨씬 서늘하네요

Vay canına, burası çok daha serin.

드레퓌스의 것보다 훨씬 더 일치했습니다.

Dreyfus'unkinden daha iyi bir eşleşme.

기업들이 제도를 이용하는데에 훨씬 능숙해진거죠.

Sadece şirketler sistemle oynamada çok daha iyi hâle geldiler.

나무의 수명보다 훨씬 더 짧다면,

ağaçlardan anlamlı derecede kısadır,

그런데 생각보다 훨씬 더 어려웠죠.

Ama düşündüğümden de zordu.

훨씬 더 크게 넘쳐 터진다면요?

daha da büyük taşkınlar yaratırsa?

수컷 모기들보다 훨씬 몸집이 크니까

Erkeklere göre çok daha büyükler,

이런 방식은 오히려 훨씬 위험합니다.

Bu, daha da tehlikeli bir durum.

SARS보다는 훨씬 더 많은 감염자가 있죠.

SARS'ta olandan çok daha fazla enfekte olmuş insan var.

우리는 다르기보다 훨씬 더 서로 비슷합니다.

Farklı olduğumuzdan çok daha benzeriz.

해양 드론은 보이는 것보다 훨씬 큽니다.

Bunlar göründüğünden daha büyük.

그땐, 제 종교적 관점도 훨씬 극단적이었죠.

O zamanlar dini görüşlerim çok uç noktadaydı.

만약 예상보다 빙하가 훨씬 빨리 녹는다면요?

Ya buzullarımız tahmin ettiğimden daha hızlı eriyorsa?

그 둘의 관계는 훨씬 일방적으로 변했습니다.

ve ikisi arasındaki ilişki daha çok tek yönlü hale geldi.

‎어린 재규어의 밤눈은 ‎카피바라보다 훨씬 밝습니다

Gece görüşü kapibaranınkinden çok daha iyidir.

협곡 아래엔 위보다 훨씬 식물이 많습니다

Burası kanyonun üst kısmından çok daha yeşil.

기관에서 자라는 것보다 훨씬 좋기 때문이지요.

bir kuruma yerleştirmekten iyidir.

훨씬 더 이슬람주의적이고 권위주의적인 정책을 추진했습니다

daha İslamcı ve otoriter politikalar üzerinde baskı yapmaya başladı.

우리가 갖는 직관보다 훨씬 더 크다는 것이죠.

başka bir sırrımız yok.

케이블, 인터넷 혹은 전화기가 생기기 훨씬 이전에는

Kablo, internet veya hatta telefon olmadan çok önce

동굴 안이 훨씬 서늘하니까 약품에는 좋을 겁니다

ve bu ilaçlar için iyi olurdu. İçerisi çok serin.

그 속에서 나넷은 저보다 훨씬 큰 존재죠.

O, benden çok daha büyük.

빙하가 생각보다 훨씬 무방비 상태라면 어떻게 될까요?

Ya buzullarımız daha önce sandığımızdan çok daha savunmasızlarsa?

은하계 사이를 식민지화하는 것은 훨씬 더 어려워서

Galaksiler arası kolonileşme çok daha zor değil,

‎오실롯이 훨씬 밤눈이 밝거든요 ‎집에 갈 시간입니다

Oselolar karanlıkta daha da iyi görür. Eve dönme vakti.

‎몸집이 큰 늙은 수컷은 ‎민첩성이 훨씬 떨어집니다

Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.

대개 기어 올라갈 때보다 훨씬 위험한 데다

Bu yukarıya tırmanmaktan çok daha tehlikeli olabiliyor

"내 이웃은 나보다 훨씬 큰 차가 있어."

"Komşumun benimkinden çok daha büyük bir aracı var."

그리고 다시 돌아올 일자리는 훨씬 적을 것입니다.

Ve çok daha az iş yeri geri dönmüş olacak.

그러나 독감의 치수는 0.1 %로 훨씬 낮습니다.

Ancak gripte ölüm oranı daha da düşük: %0.1.

제가 움직이는 것보다 뱀이 공격하는 게 훨씬 빠르죠

Benim hareket etmemden çok daha hızlı saldırabilirler.

훨씬 작은 이 정도 크기의 장치를 가져갈 겁니다.

O hâlde daha küçük bir cihaz kullanacağız, tıpkı bunun gibi.

도덕적, 정치적, 개념적 문제들에 합의하는 것보다 훨씬 쉽습니다.

ahlaki, politik ve ideolojik konulardan daha kolay.

다른 섬유로 의류를 만드는 것보다 훨씬 더 저렴합니다

Diğer kumaşlarla karşılaştırıldığında oldukça ucuz.

이 방법은 일을 훨씬 쉽게 시작할 수 있도록 도와주고

Bu, bir şeye başlamayı çok daha kolay hale getirecek

제 가족에게 부끄러움을 덜 안겨준 훨씬 나은 것이기도 하고요.

açısından daha iyi olan ikinci numarayla karşılaştırmak istiyorum.

숲에서 큰 사냥감을 노리는 것보다 훨씬 나을 때가 많습니다

Ormanda büyük avların peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.

우리는 훨씬 더 많은 인프라를 필요로 하게 될 겁니다.

çok daha fazla altyapıya ihtiyacımız olacak.

그 결과 우리는 콘텐츠를 혼자 즐기는 것이 훨씬 쉬워졌습니다.

ve sonuç olarak tek başımıza o içerikten zevk almamız oldukça kolaylaştı.

만약 그가 트라피스트-1에 살았다면 그것은 훨씬 더 쉬웠을 것입니다.

TRAPPIST-1'de yaşasaydı bu çok daha kolay olurdu

HS: 암컷들은 훨씬 낮은 주파수를 내요. 400Hz 정도의 소리를 내죠.

HS: Dişiler çok daha düşük perdede. 400 hertz civarındalar.

저는 여러분 모두가 자신의 생각보다 훨씬 더 회복력이 있다고 믿습니다.

Sandığınızdan daha dirençli olduğunuza inanıyorum.

이런 것들을 하는 게 훨씬 더 돈이 많이 들었을 수는 있겠네요.

ama bu tür şeyleri yapmak daha pahalı olurdu.

‎훨씬 안전하게 ‎암컷을 유혹할 수 있죠 ‎하지만 인상적인 소리를 ‎내야만 합니다

Dişiyi kendine çağırmak çok daha güvenli. Ama etkileyici sesler çıkarmalı.

‎코끼리는 어둠 속에서 ‎인간보다 훨씬 잘 보지만 ‎사자에 비할 바는 아닙니다

Filler karanlıkta bizden iyi görür ama aslanın yanına bile yaklaşamazlar.

물을 얻기가 훨씬 쉬울 겁니다 금호선인장은 가시와 작은 털로 뒤덮여 있는데

iğne ve minik tüylerle kaplı, yaşlı bir altınfıçı kaktüsüne göre çok daha kolay olacaktır.

그러나 전문가들은 그 숫자를 훨씬 낮은 약 300만 명으로 보고 있습니다

Ancak uzmanlar çok daha düşük, sadece 3 milyon insanın katılımını ortaya koyuyor

이 동굴에서 야영할 수도 있죠 동굴 안이 훨씬 서늘하니까 약품에는 좋을 겁니다

Bu mağarada kamp yapabiliriz ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok daha serin.

제가 제 자신보다 훨씬 더 큰 서사의 한 부분인 것처럼 느끼게 하죠.

Bana büyük bir yapbozun parçasıymışım gibi hissettiriyor.

‎어떤 공상 과학물보다도 ‎훨씬 더 기상천외하죠 ‎모든 일이 시작된 그날을 ‎지금도 기억합니다

En çılgın bilim kurgularımızdan bile çok daha fazlası. Her şeyin başladığı o günü hatırlıyorum.

대공황과 히틀러가 부상하는 동안 미국은 유럽보다 국내 문제에 훨씬 더 많이 집중했지만

Büyük Buhran ve Hitler'in yükselişi sırasında ABD, Avrupa'dan ziyade çok büyük oranda