Examples of using "어둠" in a sentence and their turkish translations:
İnanıyorum ki karanlığın içerisinde,
Karanlıkta ışıyorlar.
Karanlıkta ışıyorlar.
Karanlıktaysa... ...çok, çok daha iyi görürler.
Karanlıkta uyumak tehlikelidir.
Zifiri karanlıkta ava çıkmış.
ve hayatta kalmaya odaklı bir dünya. DÜNYA'DA GECE
Karanlıkta iletişim kuran gizli hayvanların çağrıları bunlar.
Karanlıktaki feryatlar herkese tehlikeyi bildiriyor.
Ve tüm bu referandum karanlıkta gerçekleşti
Bulut geliyor ve savan bir kez daha karanlığa gömülüyor.
Koku, karanlıkta sinyal yollamanın güçlü bir aracı.
Karanlıkta gizlenen şeyleri ortaya çıkarır.
Bu yükseklikte, karanlığın içinde resmen kördür.
Ama artık, yeni teknoloji sayesinde bu karanlığın içine bakabiliyoruz.
Tehlike karanlıkta kol gezerken onları yalnız bırakma riskine giremez.
Bu ayı, karanlıkta iki kat daha iyi balık tutabildiğini öğrenmiş.
Ay'sız bir gecede termal görüntüleme yapan bir kamera karanlıkta görebilir.
Devasa gözleri ışığı âdeta kana kana içiyor. Böylece karanlıkta çok çevik hareket edebiliyor.
Filler karanlıkta bizden iyi görür ama aslanın yanına bile yaklaşamazlar.
Isıya duyarlı kamera daha yükseklerde, karanlıkta saklanan bir başka avcıyı ortaya çıkarıyor.
Kim bilir, daha başka ne sırlar saklanıyor Dünya'da bir gecenin karanlığında. Alt yazı çevirmeni: Yurdakul Gündoğdu