Translation of "‎있을" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "‎있을" in a sentence and their turkish translations:

길만 있을 뿐이죠.

Sadece bir yol.

뱀이든 뭐든 있을 거예요

Muhtemelen yılanlar ve diğer şeyler için iyi bir yerdir.

달라질 수 있을 겁니다.

Bir şeylerin farklı olabileceğine inanın.

여기 어딘가 있을 텐데

Buralarda bir yerde olmalı.

제가 대학교에 있을 때

Üniversiteye giderken,

저는 카메라 뒤에 있을 때,

Ben kameranın arkasındayken

이런 제약은 있을 수 없습니다.

böyle bir sınırlama yok.

놀랍고 경이로운 것들도 있을 거예요.

ama aynı zamanda harikalar ve kurtarışlar da.

목숨이 달려 있을 때만 하세요

Sadece hayatınız söz konusuysa.

하지만 오래 있을 거라면 탐색하세요.

Fakat eğer orada uzun bir süre kalacaksanız, keşfe çıkın.

내가 가야할 곳은 있을 거예요.

benim gidecek bir yerim hep olacak

3년 전에는 있을 수 없는 일이었습니다.

Üç yıl önce bu yapılamadı.

고전 작품들의 스포일러가 좀 있을 거예요.

klasiklerle ilgili birkaç iç bilgi.

실용적인 해결책을 구할 수 있을 겁니다.

ve gerçekten işe yarayacak çözümler üretmemiz demek,

사기를 치는 사람도 여전히 있을 것이고

Yine sahtekârlık olacak

이 이야기를 들어보신 적 있을 겁니다.

Bu hikâyeyi daha önce de duydunuz.

‎책을 읽을 수 있을 만큼 빛납니다

Yaydıkları ışık altında kitap bile okunabilir.

한 손으로 꼽을 수 있을 정도였지요.

Bir elin parmakları kadar.

열쇠가 되어 줄 수도 있을 것입니다.

anahtarı olabilir.

무척 예의바르다고 생각하는 사람도 있을 것입니다.

diğerleri bunun kesinlikle nazik olduğunu düşünebilir.

정신적으로 다시 건강해질 수 있을 거라 믿습니다.

böylece akıl sağlığımızı geliştirecek.

불을 크게 피우면 막을 수 있을 겁니다

Ama sanırım büyük bir ateş yakarsak onu caydrıcı olarak kullanabiliriz.

약 1,000개의 정사각형을 얻을 수 있을 겁니다.

böyle 1.000 kareniz olur.

모든 세상에 파멸을 가져올 수 있을 것입니다.

Dünyanın herhangi bir yerini altüst edebilir.

그러면 무릎 안을 볼 수 있을 거예요.

diz içine girebiliriz.

어렵지 않게 동지들을 도울 수 있을 거예요.

arkadaşlarınızı savunmanız daha kolay olacaktır.

‎남동생과 '더 그레이트 댄스'를 ‎촬영하고 있을 때였어요

Kardeşimle The Great Dance isminde bir film çekiyorduk.

그건 다음 영상에서 확인할 수 있을 거야!

ilerideki bir videoda işleyeceğiz!

구독하면 더 쉽게 볼 수 있을 거야.

ayrıca abone olmayı unutmayın bu sayede bir şey kaçırmazsınız. Eğer bu videoyu beğendiyesiniz

그리고 이건 여러분이 답할 수 있을 거라 장담하죠.

Söz veriyorum cevap vermekte zorlanmayacaksınız.

사람들은 자신이 협상할 수 있을 만큼의 돈을 받습니다.

Pazarlık güçleri kadar ödeniyor

토끼들과 상호 작용하는지가 관련이 있을 수 있다고 생각했습니다.

teknisyenin tavşanlarla olan etkileşim sıklığı olabileceğini düşündüler.

정보가 SNS를 통해 눈 앞에 바로 있을 때

Bir bilgi, sosyal medyada gözümüzün önüne düştüğünde

여러분이나 가족이 드나드는 것을 볼 수 있을 거고,

saldırmak için doğru zamanı beklerken

좋습니다! 우리의 생존을 위한 많은 기회가 있을 겁니다

Harika, önümüzde bir sürü hayatta kalma fırsatı olacak

따라서 생물들은 어디든 서늘한 곳에 숨어 있을 겁니다

Bu yüzden böcekler daha serin bir yerde saklanıyor olacaklar.

다른 연속된 짝수들을 예로 들 수 있을 거예요.

Başka ardışık çift sayı seti verirsiniz.

그 로봇은 물리적인 공간을 차지하고 있을 뿐만 아니라

Sadece fiziksel dünyayı değil,

좋아요, 여기서 지세를 살펴보죠 잔해는 이쪽에 있을 겁니다

Tamam, şuradan yolumuza bir bakalım. Enkaz şurada olmalı.

주변에 비슷한 사람 없이 혼자인 사람이 있을 때

Eğer odada tek başına birini görürseniz

‎저는 문어가 너무 안타까워서 ‎가만히 있을 수 없었습니다

Ama ona karşı olan hislerim üstün geldi.

그래도 불을 크게 피우면 재규어를 막을 수 있을 겁니다

Ama büyük bir ateş yakarsak bunu caydırıcı olarak kullanabiliriz.

헬기를 타고 있을 때 서쪽으로 뻗은 산을 하나 봤지만

Aşağı doğru uçarken batıda sıradağlar gördüm.

현명한 결정을 내리면 이곳을 함께 빠져나갈 수 있을 겁니다

Akıllıca kararlar verin ve buradan birlikte çıkalım.

그리고 우리는 모두 부서진 사람을 본 적 있을 겁니다.

Kalbi kırık olan insanları biliyoruz.

긴장을 풀고 있을 때 같은 특정한 정신 상태일 때

Dinlenmek gibi daha yoğun bir ruh hali içindeyken

이 기기를 소형화한다면 결국 가정에서도 쓸 수 있을 것입니다.

Ama sonunda birleşerek evinizde olabilecek kadar küçük olanlara küçülecek,

워드와 브라운리는 더 많은 장애 요인들이 있을 거라 했습니다.

Ward ve Brownlee daha fazla olabileceğini söyledi.

부정을 들춰내 권력에 맞서 진실을 말할 수 있을 테니까요.

işin kötü yanlarını, gerçeği dışa vurmak?

학업성적 차이를 약 50%까지 줄일 수 있을 뿐입니다.

sadece eğitimdeki farkı %50 kadar azalttı.

당신은 80개 이상의 상품 중에서 선택을 할 수 있을 거예요.

seçebileceğiniz 80'den fazla ürün olurdu.

여러분이 완벽한 결정을 내렸는지 알 수 있을 거라고 약속은 못하지만

Kusursuz bir karar verdiğinizi gerçekten bildiğinize dair size bir söz veremem

이 삽을 이용해 여길 제동 활강으로 내려갈 수 있을 거예요

Bu yüzeyden kayarak inmek için küreğimi kullanabilirim diye düşünüyorum.

여기서 데이나를 구할 수 있을 것 같다면 '다시 시도'를 선택하세요

Dana'yı buradan kurtarabileceğinizi düşünüyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.

아마 식이요법이 실패로 돌아간 수 천 가지의 이야기가 있을 겁니다.

Tek başına diyetin işe yaramadığı binlerce başka hikâye olabilir

‎하지만 젊은 수컷은 ‎무리와 함께 좁은 가지에 ‎있을 수가 없습니다

Fakat genç erkeğin dar dalı paylaşmasına izin verilmiyor.

호주 대륙 전체를 무릎 깊이까지 잠기게 할 수 있을 겁니다.

Avustralya'yı dize kadar suyla kaplardı.

사람들이 일하러 가고 싶어하는 환경을 만들 수 있을 뿐만 아니라

insanların çalışmayı sevdiği ortamları yaratmakla kalmayıp

하지만 그만큼의 독성이 있다면 반대로 해독제 역할도 할 수 있을 것입니다.

Ama bu zehirse aynı zamanda panzehir.

또 고작 40%의 사람들만이 자신에게 개인적인 영향이 있을 거라고 생각해요.

Yalnız %40 kişi ise, sadece kişisel olarak bizleri etkileyeceğini düşünüyor.

RH: 여러분들 중 많은 사람들이 그를 알거나 본 적이 있을 거예요.

RH: Çoğunuz onu tanıyor ya da gördü.

당신의 추억을 담고 있는 곳을 잃는 고통을 알 수 있을 겁니다.

hikâyenizi taşıyan yeri kaybetmenin verdiği ızdırabı bilirsiniz.

그럼 이쪽에도 로프를 묶고 두 팔을 이용해서 건너갈 수 있을 겁니다

Halatı bu tarafa bağlayacağım ve karşıya geçmek için onu bir hat gibi kullanacağım.

스몰렌스크 작전은 나폴레옹이 최상의 상태에 있을 때 나올 수 있는 것이었다.

'Smolensk Manevrası' En iyi Napolyon.

하지만 활용할 수 있을 만큼 에너지를 얻으려면 많은 양을 먹어야 할 겁니다

Ama kayda değer bir enerji almak için bundan çok fazla miktarda yemem lazım.

그러나 저는 고통을 위한 장소가 있을 때 어떠한 일이 일어나는지 알고 있습니다.

Acıya yer ayrıldığında neler olabileceğini gördüm.

우리가 평면 지도를 쓰는 것에는 왜곡이 있을 수 밖에 없습니다. 그냥 기억하세요:

Ancak, düz haritalar kullandığımız sürece projeksiyonların saçmalıklaını ele alacağız, şunu unutmayın:

이건 꽤나 구식으로 보일 수도 있습니다. 하지만 푹 빠져 있을 수 있는 것입니다.

Biraz eski moda gibi ama o zamanlar bunun bir nedeni vardı.

이렇게 하면 좋은 점은 고지대에 있을 수 있단 겁니다 방향을 유지하기 더 쉽죠

Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.

‎문어가 이 고비를 ‎잘 넘길 수 있을 것 같았어요 ‎당시 저도 인생에서 ‎큰 고비를 맞았다고 느꼈는데

Bu inanılmaz zorluğu aşmıştı. Ve ben de hayatımda yaşadığım zorlukları aştığımı hissettim.

타잔 같은 오랑우탄은 사람도 쉽게 죽일 수 있을 겁니다 "무기: 엄청난 힘, 긴 근육질 팔 호랑이 같은 송곳니"

Bu Tarzanvari hayvanların bizi kolayca öldürebilecekleri kuşkusuz.

‎하지만 마냥 있을 순 없습니다 ‎암컷 무리는 도시를 ‎벗어나야 합니다 ‎새벽이 되면 도로는 다시 ‎자동차 차지가 될 테니까요

Ama çok oyalanmasa iyi eder. Sürüsü, sabah trafiği başlamadan kasabadan ayrılmalı.