Examples of using "Vecchia" in a sentence and their turkish translations:
O yaşlı.
Tom'un eski bir arabası var.
Benim eski bir bisikletim var.
Böyle eski bir arabayı niçin istiyorsun?
Ben eski bir lamba satın aldım.
- O senin için çok yaşlı.
- O sizin için çok yaşlı.
Mary eski bir kız arkadaş.
O eski bir şaka.
O sinsi yaşlı bir köpek.
O, eski bir Yugo sürüyor.
O eski bir Yugo kullanıyor.
Eski yöntemle yaptım.
Onlar eski dostlar.
Araba eski ama iyi.
Ben yaşlıyım.
O yaşlı.
Bu eski araba sürekli arıza yapıyor.
Eski ev yıkıldı.
Ona benim eski bisikletimi verdim.
Ona eski bisikletimi verdim.
Ben yaşlanmaya başlıyorum!
Eski bir evde yaşıyorum.
Bazı eski şarkıları söyleyelim.
Babam, çok eski bir araba kullanıyor.
Bu benim eski bisikletim.
O eski bir ahşap sandığı miras olarak aldı.
Tom eski arabamızı satın almak istiyor.
Tom benim eski arabamı satın almak istiyor.
Ağacın altında yaşlı bir kadın görüyorum.
Eski kısıtlamayı kaldırmaya karar verdiler.
- Benim evim eski ve biçimsiz.
- Benim evim yaşlı ve çirkin.
Eski bir madenci zincirine benziyor.
Benim masam eski.
O, eski makineyi tamir ettirdi.
- O eski bir haber.
- Bu eski haber.
Bu eski bir kural.
Bu eski bir mektup.
Masam eski.
Bu aynı eski hikaye.
Bu eski bir daire.
Bu eski bir hikaye.
O kilise kaç yıllık?
Tom eski bir ford sürüyor.
Bunun için çok yaşlıyım.
Ben zaten yaşlıyım.
Ben daha yaşlı görünüyorum.
Onun eski Fiat'ı benzinle çalışır.
Kendimi yaşlı hissediyorum.
Bu eski bir gelenek.
O eski arabasını bana sattı.
Yeni evi eskisinden daha çok seviyorum.
Tom eski bisikletinden kurtuldu.
Eski bir maden kuyusuna benziyor.
Eski bir fabrikayı bulmaya çalışıyordum.
Yaşlı çiftin çocukları yoktu.
Yaşlı bir adam yanarak ölmüştü.
Bu çok eski.
O onun için çok yaşlı.
Yaşlı bayanın bir bastonu vardı.
Babam, çok eski bir araba kullanıyor.
Eski kenti bir duvar kuşatır.
Bu eski.
Bu benim eski bisikletim.
Bu eski ev ahşaptan yapılmıştır.
Bu eski araba hep bozuluyor.
Merhaba, eski arkadaş!
O çok eski bir şarkı.
O yeni bir arabaya ve eski bir arabaya sahiptir.
Yalnızca, eski hayatımı geri istedim.
Yer farklı ama maalesef hikâye aynı eski hikâyeydi.
Eski ekonomik model tabii ki doğru;
Tom daha yaşlı bir kızla evlendi.
Niçin öylesine eski bir arabayı istiyorsun?
Onun evi küçük ve eski.
Annesi göründüğü kadar yaşlı değil.
Tepede duran ev çok eski.
Çünkü benim eski merdivenim kırık.
Genç adam eski bir evde yaşıyor.
Bu caddede eski bir ev var.
Yeni arabayı eskisiyle karşılaştırdılar.
Daha önceki evimiz İsveç'teydi.
Şu anda yaşlı bayan yalnız yaşıyor.
Yaşadığım ev eski.
Bu eski evin perili olduğunu söylüyorlar.
Yaşlı kadın merdivenleri güçlükle tırmandı.
Peder Tom, eski şapelde dua ediyor.
Tom'un arabası benimkinden çok daha eskidir.
Tom'un ebeveynleri eski bir römorkta yaşıyor.
O, eski bir hikayedir.
Eski bisikletimi erkek kardeşime verdim.
- Ben eski bir dostum.
- Ben eski bir arkadaşım.
O kadar da yaşlı değilim.
Kendimi çok yaşlı hissediyorum.
Çok yaşlısın.
Eski bir madenci merdivenine benziyor, duvarın bu tarafında duruyor.
buranın yalnızca eski bir fabrika olmamasıydı.