Translation of "Occidentale" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Occidentale" in a sentence and their turkish translations:

- Gli piace la cultura occidentale.
- A lui piace la cultura occidentale.

O batı kültüründen hoşlanır.

- La Francia è in Europa occidentale.
- La Francia è nell'Europa occidentale.

Fransa, Batı Avrupa'dadır.

- Vive nella parte occidentale della città.
- Lui vive nella parte occidentale della città.
- Abita nella parte occidentale della città.
- Lui abita nella parte occidentale della città.

Şehrin batı kesiminde yaşar.

Le sigarette in Africa Occidentale,

Batı Afrika'daki sahte sigaraların

La Francia è nell'Europa occidentale.

Fransa, Batı Avrupa'dadır.

La Francia è in Europa occidentale.

Fransa Batı Avrupa'dadır.

Niente di nuovo sul fronte occidentale.

- Batı Cephesinde yeni bir şey yok.
- Batı Cephesi'nde yeni bir şey yok.

Anche se la dominazione occidentale è finita,

Batı egemenliğinin sona ermesine rağmen,

La civiltà occidentale è emersa da pochi secondi.

Batı medenıyeti ise yalnızca birkaç saniye yaşamış olurdu.

Vivo nel Texas occidentale, dove l'acqua è gia scarsa

Suyun çok az olduğu Batı Teksas'ta yaşıyorum.

Una migrazione di 5.000 chilometri sulla costa americana occidentale.

Amerika'nın batı kıyısından aşağıya 5.000 kilometrelik göç yolundalar.

La Francia è il paese più grande dell'Europa occidentale.

Fransa, Batı Avrupa'nın en geniş ülkesidir.

Il Kelantan è uno degli stati nella Malesia Occidentale.

Kelantan, Batı Malezya'daki eyaletlerden biridir.

Quando è scoppiata l'epidemia di Ebola nel 2014 nell'Africa occidentale,

2014'te Batı Afrika'da Ebola salgını başladığında,

Dove compravano spezie e seta da vendere in Europa occidentale.

oradan aldıkları baharat ve ipekleri de Batı Avrupa'ya sattılar.

Molti snobbano la medicina occidentale, il che aumenta il tasso di mortalità.

Modern tıptan kaçınanların olması ölü sayısını artırıyor.

Ma il dono più grande che ho avuto è stato quello dell'educazione Occidentale.

Ama aldığım en büyük hediye Batı eğitimiydi.

Sul Fronte Occidentale, francesi, britannici e belgi le truppe sono trincerate contro i tedeschi,

Batı Cephesinde, Fransız, İngiliz ve Belçikalı birlikler Almanların tam karşısında,

Sul Fronte Occidentale, l'attacco finale dei tedeschi viene fermato nella Seconda Battaglia della Marna.

On the Western Front, the Germans' final attack is defeated in the Second Battle of the Marne.

Sul Fronte Occidentale, quel primo Natale è segnato in alcuni settori da una breve tregua,

Batı Cephesinde, ilk Noel bazı sektörlerde kısa bir ateşkesle,

Sanjay Gubbi parla di fatti avvenuti nel suo stato di residenza, il Karnataka, nell'India sud-occidentale.

Sanjay Gubbi, Güney Hindistan'daki memleketi Karnataka'daki katliamdan bahsediyor.

Sul Fronte Occidentale, gli alleati allestiscono la più grande offensiva della guerra fino a questo momento, studiata

Batı Cephesinde Müttefikler, şimdiye kadar savaşın en büyük saldırısı, tasarlanmış

Il romanzo di Erich Maria Remarque "Niente di nuovo sul fronte occidentale" è stato tradotto in più di cinquanta lingue.

Erich Maria Remarque tarafından yazılan "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" romanı elliden fazla dile tercüme edilmiştir.