Examples of using "L'ombrello" in a sentence and their turkish translations:
- Şemsiyeni unutma.
- Şemsiyenizi unutmayın.
O, şemsiyeyi otobüste unuttu.
Şemsiyesini unuttu.
Şemsiyemi ne zaman geri getireceksin?
Şemsiyeni yanına al.
Tom'un şemsiyesini bulduk.
Tom yanlış şemsiye aldı.
Bu, Tom'un şemsiyesi.
Tom şemsiyesini unuttu.
Tom şemsiye çaldı.
Şemsiyeyi sen aldın.
Şemsiyeni yanına alman akıllıcaydı.
Yanlış şemsiyeyi almadım.
Tom, Mary'nin şemsiyesini çaldı.
Tom'un şemsiyesi nerede?
Bu, Tom'un şemsiyesi.
"Kahretsin! Şemsiyemi trende unuttum." "Aptal!"
Şemsiyemi her zaman trende bırakıyorum.
Yanlışlıkla Tom'un şemsiyesini almışım.
Şemsiyemi otobüste unutabilirdim.
Şemsiye tutan adam Ken'dir.
- O, şemsiyesini bir silah olarak kullandı.
- Şemsiyesini silah olarak kullandı.
O, Tom'un şemsiyesi değil mi?
Kırmızı şemsiye ona büyükannesini hatırlattı.
Bu, Tom'un şemsiyesi olabilir.
Hava bulutlu olduğu için şemsiyemi yanıma aldım.
Bu, Tom'un şemsiyesine benzemiyor.
Tom'un şemsiyesini ödünç aldım.
Birisi fırında şemsiyemi çaldı.
Bu dün aldığım şemsiye.
Bunun Tom'un şemsiyesi olduğunu düşünüyorum.
Geçen gün kaybettiğini söylediğin şemsiyeyi buldun mu?
Yağmur yağma ihtimaline karşı bir şemsiye almayı unutma.
Sabah şemsiyesini almış mıydı?
"O, Mary'nin şemsiyesi mi?" "Evet, o onun şemsiyesi."
Birisi şemsiyemi aldı.
Tom şemsiyesini kapattı ve onu kapının yanındaki şemsiye rafına koydu.
Sen bana bugün yağmur yağmayacağını söyledin, bu yüzden bir şemsiye getirmedim.