Examples of using "Gran" in a sentence and their turkish translations:
Ne obur biri!
Sen belli ki çok iyi formdasın.
O büyük bir yiyicidir.
O büyük bir yalancıdır.
Sen büyük bir korkaksın.
Ben çok gezgin değilim.
Ben çok iyi bir aşçı değilim.
Ben mükemmel bir yüzücü değilim.
Sesim çok güzel değildir.
Ne büyük bir sürpriz!
Ne harika bir atış!
İngiltere'de hiç bulundun mu?
Golften pek anlamam.
O çok fazla bir sorun değil.
O Britanya'ya gitti.
Tom sırıttı.
Ben çok iyi bir aktör değilim.
Britanya'yı tekrar büyük yap!
O neredeyse bir araba değil.
Tom muhteşem görünüyordu?
- O havasında.
- O formunda.
Büyük bir acelen var gibi görünüyorsun.
Bu o kadar büyük bir anlaşma değil.
Bu pek de iyi bir plan sayılmaz.
Bu harika bir kıyafet.
O büyük bir sorun değildi.
Tom büyük bir yiyici.
Büyük bir köprü değildi.
Fransa ve İngiltere işgale katıldı.
çoğunluğu Avrupa Birliği tarafından finanse edildi.
Tom büyük bir yudum aldı.
Ne büyük bir keşif!
Tom'un gerçekten güzel bir sesi var.
Britanya da bir adadır.
Çok fazla bir sorun olmamalı.
Büyük bir deprem değildi.
Tom çok iyi bir şair değil.
Tom'un büyük bir acelesi var, değil mi?
O, açık ara farkla en uzun kızdır.
Hindistan İngiltere'den bağımsızlığını 1947 yılında kazandı.
Birleşik Krallık'ta buna tahsis diyoruz.
Sorumluluk büyük oranda benimdi.
Tüm erkekler çalışkandır.
O, açık ara farkla en iyi öğrencidir.
Tom her zaman çok telaşlı görünüyor.
O Britanya'ya gitti.
Britanya İtalya'dan daha soğuktur.
Onun çok sayıda kitabı var.
hastalıklarla mücadele eden insanlar çoğu zaman bu hastalıklara
koca bir bardak kereviz suyu içiyorum
Buradaki yaşam çoğunlukla geceleri hareketleniyor.
Tom alkolik.
Yeni tünel İngiltere ve Fransa'yı bağlayacak.
Kraliçe Victoria, Büyük Britanya'ya egemen oldu.
O önemli değil.
Bu büyük bir fark yaratıyor.
Evet, biz zaten senin koca bir kurnaz olduğunu biliyoruz!
Hem Tom hem de Mary harika görünüyor.
Ben Tom'dan çok daha gencim.
Filler gündüzleri vakitlerinin çoğunu gölgede beslenerek geçirir.
Televizyonu açtım ve Grand Prix yayınlanıyordu.
Deniz dünyanın yüzeyinin çoğunu örter.
Aşk büyük ölçüde bir şans meselesidir.
Belediye başkanı büyük bir kitleye hitap etti.
Ne büyük bir düşünce!
Bu, hayatta kalmak isteyenler için harika bir yiyecek kaynağı.
Becky bugüne kadar bütün hastanede en iyi hemşiredir.
Britanya'da üniversite ücreti yıllık 9000 sterlin civarındadır.
İngiltere'de yüksek lisans dereceleri çok yaygın değildir.
Büyük bir fark yok.
- Hindistan uzun yıllar boyunca Büyük Britanya tarafından yönetildi.
- Hindistan uzun yıllar Birleşik Krallık tarafından yönetildi.
İngiltere'deki okul yaşamı hakkında duymak ilginçti.
Napolyon'un, İngiltere ile bir savaş için paraya ihtiyacı vardı.
Fark ettim ki bu sorunun büyük bir kısmı sistemle ilgili
Vücudunun büyük bir kısmı o yumurtalar için feda ediliyor.
Tom hayatının büyük kısmını boşa geçirdiğine pişman oldu.
Büyükbabam seksen yaşın üzerindedir fakat o iyi bir yürüyücüdür.
Japonya'nın nüfusu Britanya'nınkinden daha büyüktür.
Ken bir sürü Japonca şarkı ezberledi.
Arabaların ani çoğalması her gün çok sayıda trafik kazasına neden oluyor.
Ben sırıttım.
İspanya'nın çıkıntılı arazisinin çoğu Gerillaların kontrolündeydi
Balkanlarda başlayan savaş tüm dünyayı sarmaladı.
Hayatımın çoğunda beni rahatsız eden adamlara benzeyen,
Amerikan tarihinin çoğunda, eğer işten çıkarıldıysanız, çok fazla seçeneğiniz yoktu.
Tıpkı ABD gibi, Birleşik Krallık’ta da sokağa çıkma kısıtlamaları var.
Tom her zaman gerçekten çok önemli olmayan şeyler hakkında endişe eder.
İki gün sonra, Waterloo'da Napolyon, savaşın taktiksel idaresinin çoğunu
İngilizlerin % 60'ından fazlası aktif bir facebook profiline sahip.
Mevzuyu çok büyütmeyelim.
Tom okulda büyük bir baş belasıydı.
Bu İtalya gibi develasyona oldukça bağımlı bir ülke için büyük bir problemdi.
Kültürel etkinlikler İngiltere'nin muhafazakar fikirlerine tepki için iyi bir yoldu.
Tom hiçbir zaman iyi bir dansçı değildi.
Tom hiçbir zaman iyi bir yüzücü değildi.
Fransa'da çok sayıda nehir vardır.
Moskova, Büyük Prens III. Vasili yönetimi altında genişlemeye ve güçlenmeye devam etti.
Asya'da Japonya İngilizlerle olan anlaşmasını onurlandırıp Almanlara savaş açar ve
Baharda çok sayıda turist Kyoto'yu ziyaret eder.