Examples of using "Economica" in a sentence and their turkish translations:
Daha ucuz bir yayınınız var mı?
Daha ucuz bir odanız var mı?
Daha ucuz bir odanız var mı?
Bu ekonomik düşünüşe göre
kayıtsızlığı gördüklerine,
Hükümetin ekonomi politikasını inceledik
bu yöntem insanların daha dürüst
Bu kamera ucuz.
Bu ucuz değil.
Tom çok ucuz bir kamera satın aldı.
politik bir eşitsizlik ekonomik eşitsizliği takip ediyor;
Ucuz değil.
Kağıt kase ucuzdur.
Plastik sandalye ucuz.
Al onu, çok ucuz.
Bu araba o kadar ucuzdu ki onu satın alabildi.
Yeni bir ekonomiye ihtiyacımız var.
Bu plastik sandalye çok ucuz.
Geçen yıl bir ekonomik belirsizlik dönemiydi.
O, ucuz görünüyordu.
Güneş enerjisi, bol, temiz, düşük maliyetli ve yenilenebilirdir.
Fadıl, Kahire'de ucuz bir ev arıyordu.
Bu daha ucuz.
Sosyal, politik ve ekonomik sistemlerimiz
ekonomik büyümemiz yüzde dokuz oranında zirve yapmıştı.
İtibar da tıpkı bunun gibi çok kuvvetli ekonomik güçtür değil mi?
- İtalya kendi tarihindeki en kötü ekonomik krizin içinde.
- İtalya, tarihindeki en kötü ekonomik krizi yaşıyor.
Bu yılın sonunda bir ekonomik kriz olacak.
Şimdi unutmayın, kariyerim kişisel düşünce ve duygulara değil,
İşyerlerinde çeşitlilik, bugün görüldüğü üzere
Ben bir hafta için en ucuz arabanızı kiralamak istiyorum.
Hangisi daha ucuz?
Ve 20 yıllık duraklamadan sonra şu an ne oluyor?
Disney Alaaddin'i sinemaya çıkarırken, ucuz İtalyan versiyonu
Gerçekten ucuzdu.
O gerçekten ucuz.
Bu çok ucuz.
Bu ucuz değil.
En ucuzu en iyisidir.
Belki daha ucuz bir tane vardır.
Feministler tüm cinsiyetlerin siyasal, sosyal ve ekonomik eşitliğine inanırlar.
Bu dergiye göre, Japonya'da ekonomik durum yıldan yıla gittikçe kötüleşiyor.
O kadar ucuz değil.
Bunların en ucuzu hangisi?
Oh, o ucuz!
Bu ucuz değildi, değil mi?
Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.