Examples of using "Dovevo" in a sentence and their turkish translations:
Onları korumak zorundaydım.
Çalışmak zorundaydım.
Onu göz ardı etmem mi gerekirdi?
Ne söylemem gerekiyordu?
İngilizce çalışmak zorundaydım.
Onu dün yapmam gerekiyordu.
Gitmem gerekmiyordu.
Bir şey yapmak zorundaydım.
Bir şey söylemek zorundaydım.
Tom'u korumak zorundaydım.
Bunu yapmak zorunda değildim.
Ben daha fazlasını bilmek zorundaydım.
Henüz yemek yemem gerekmiyor muydu?
Yapmam gereken görüşmeler vardı.
Boston'a geri dönmek zorundaydım.
Ona bin dolar borçluydum.
Boston'a gitmek zorunda kaldım.
Dün burada olmam gerekiyordu.
hava kirliliği hakkında bir şeyler öğrenmem gerektiğini biliyordum.
Her şeyi öğrenmeliydim.
Ama nefes almak zorundaydım.
Dün doktora gitmem gerekti.
Ben yapmak ne ben gerektim -ya yapmak.
Ben hızlı hareket etmek zorunda olduğumu biliyordum.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Tom beklemem gerektiğini söyledi.
- Ben gitmek istemedim ama mecburdum.
- Ben gitmek istemedim ama gitmem gerekiyordu.
Geçen pazartesi çalışmak zorunda değildim.
Geri adım atmak zorundaydım.
Yiyecek satın almam gerekiyordu.
Bugün işe gitmek zorunda değildim.
Tom, Fransızca okumam gerektiğini söyledi.
Eve gidip değiştirmek zorunda kaldım.
Köklü bir değişikliğe ihtiyacım vardı.
- Tom'a bir şey göstermek zorunda kaldım.
- Tom'a bir şey göstermek zorundaydım.
Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
- Geçen yaz oraya gidecektim.
- Geçen yaz oraya gitmem gerekiyordu.
Yapmam gereken şeyi zaten bitirdim.
ve kesinlikle bir şeyler yapmam gerekecekti.
Tepki vermem gerektiğini biliyordum ama nasıl?
Sağ ayağım üstünde dik duracaktım.
ve onlarla baş etmek zorunda kaldım,
Başlamış olduğum şeyi bitirmek zorundaydım.
Benim kalmama gerek yoktu.
- Tom bana eve gitmek zorunda olduğumu söyle.
- Tom eve gitmek zorunda olduğumu söyledi bana.
ve derhal hastaneye gelmem gerektiğini söyledi.
Onu saat 2.30'dan önce yapmak zorundaydım.
Ona söylememe gerek yoktu.
Amerika'ya gitmek zorunda kaldım.
Jiro bana hangi kitabı almam gerektiğini söyledi.
Dün çalışmak zorunda değildim.
Matematik sevmememe rağmen logaritma okumak zorunda kaldım.
bana yazmak hakkında bilmem gereken her şeyi öğretti
Yerde güvendeyken her ihtimali düşünmem lazımdı.
Satın almam gereken şeyi satın alamadım.
Doktor bana daha fazla sebze yemem gerektiğini söyledi.
Gece yarısından önce evde olmam gerekiyordu. Ebeveynlerim beni öldürecekler.
Farklı bir şey denemek zorunda kaldım.
Geç saatlere kadar çalışmak zorunda olduğum için randevumu erteledim.
Doktorum bana biraz zayıflamam gerektiğini söyledi.
sonra da parkmetreye para atmam gerekiyor deyip
Ben planı değiştirmek zorunda kaldım.
Gerçeği söylemek zorunda kaldım.
Yapmam gerekeni yaptım, eğer bir kez daha yapmak zorunda olsam yine yapardım.
çünkü anlamam gereken yalnızca kendi nefret ve zalimliğim yerine
Tom'la konuşmam gerekiyordu.
Uyumak istedim, ama Tom eve gelene kadar ayakta kalmam gerektiğini biliyordum.
Bu hayvan, bulunması imkânsız olmayı öğrenmek için milyonlarca yılını harcadı. Ahtapot izlerinin görünüşünü öğrenmem gerekiyordu.