Examples of using "Centro" in a sentence and their turkish translations:
Onları çarşıya götür.
Bizi çarşıya götür.
Beni çarşıya götür.
Onu çarşıya götür.
Onu çarşıya götür.
Şehir merkezinde yaşıyorum.
Tom'u şehir merkezine götür.
ana saldırıyı emanet etti
Şehir merkezine gidiyorum.
Tom şehir merkezinde yaşıyor.
Tom şehir merkezine gitti.
Ortaya oturmak istiyorum.
Biz şehir merkezine gidiyoruz.
- Alışveriş merkezindeyim.
- AVM'deyim.
Alışveriş merkezine gittim.
Şehir merkezine gidelim.
Bizimle çarşıya gel.
- Benim şehir merkezine gitmem gerekiyor.
- Şehir merkezine gitmeliyim.
Alışveriş merkezine gitmek istiyorum.
Bu gece alışveriş merkezine gidelim.
Ben alışveriş merkezine gidiyorum.
Alışveriş merkezine gittim.
Bir bilgi sayacı var mı?
Alışveriş merkezine gidelim.
Alışveriş merkezi nerede?
Şehir merkezine doğru mu gidiyoruz?
Şehir merkezinde çok sayıda otel var.
Tom odanın ortasında.
Ben alışveriş merkezine gidemem.
Almanya Avrupa'nın ortasındadır.
Odanın ortasına oturduk.
O, evrenin merkezi olduğunu düşünüyor.
Kendini evrenin merkezi olarak görür.
Pekala, hadi bir bakalım.
Alışveriş merkezine gitmeli miyiz?
Alışveriş merkezi terk edilmiş.
Tom şehir merkezine gidiyor.
En yakın alışveriş merkezi nerede?
Gökdelen şehrin ortasındadır.
Tom genellikle alışveriş merkezinde alışveriş yapar.
Tom, Mary ile alışveriş merkezine gitti.
Alışveriş merkezine Tom'la gitmeliydim.
Askeri gücümüzün değil,
bir Aile Planlaması Merkezine,
bir yenilik merkezi haline gelebilirdi?
Tom alışveriş merkezine gitti.
Tom alışveriş merkezine gitmeyi seviyor.
Tom alışveriş merkezine gidecek.
Alexanderplatz Berlin'in merkezindedir.
Buraya yakın bir alışveriş merkezi var mı?
Tom ilgi odağı olmak istiyordu.
Neden alışveriş merkezine gitmiyoruz?
Onun yaşadığı otel kent merkezindedir.
Belediye binası şehrin merkezinde bulunuyor.
Yıllar önce, ben Hiroşima'nın merkezini ziyaret ettim.
Tom bir mağazada alışverişe gitti.
Özellikle, artık çiftçilikle geçinemeyen
sarkaçlı dolap saatine benziyor.
Doğruca şehir merkezine çıkan ana yol.
Bu da yeni spor merkezi,
Annem güzellik salonuna gitti.
Tom kendisinin evrenin merkezi olduğunu düşünür.
Park şehrin merkezindeydi.
Şehrin merkezinde bir istasyon var.
Alışveriş yapmak için şehir merkezine gidiyoruz.
Tom ilgi odağı olmaktan hoşlanıyor.
Bu alışveriş merkezinde bir süpermarket var mı?
Alpler Avrupa'nın merkezindedir.
- Evrenin merkezi dünya değildir.
- Dünya, evrenin merkezi değildir.
Tom her zaman ilgi odağı olmak ister.
Bu alışveriş merkezinde alışveriş etmeyi seviyorum.
O mağazada yeni bir ceket almak istiyorum.
ve lüks bir AVM'nin hemen yanında.
New York Amerika'da borsanın merkezidir.
Park şehir merkezinde yer almaktadır.
Şehrin merkezinde güzel bir park var.
Köyün merkezinde eski bir kule var.
Tom köprünün ortasına yakın üç patlayıcı bıraktı.
Osaka, Japonya'daki ticaret merkezidir.
Annem biraz alışveriş yapmak için mağazaya gitti.
Bu, Paris'in ortasına inen bir uzay aracıydı.
Ortada, ormandaki bir manastır var.
Melbourne şehir merkezindeki bu gececi keseli sıçanlar gibi.
...merkezlerine doğayı yerleştirme gücüne sahibiz.
- Tokyo ile birlikte, Osaka bir ticaret merkezidir.
- Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir.
Alışveriş merkezinde Tom'la buluşmaya gitmeliyim.
Ofisimiz şehrin merkezinde bulunur.
Beyin tüm iyileştirici enerjinin merkezidir.
Bu resimlerde görünen, ortada yas tutan bir kalp var
Singapur'un tam merkezinde bir grup düz kürklü su samuru.
- Paris bir şekilde, dünyanın merkezidir.
- Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.
Satın aldığım ev şehir merkezinden oldukça uzakta.
Tom Boston'un merkezinde bir ev sahibi olmayı hayal ediyor.
Ve bu höyüğün merkezinde, az çok bir çocuk eli büyüklüğünde,
Dünya'nın en büyük kara memelisi şehrin tam göbeğinden geçip gidiyor.
Bu aslında dağıtım merkezinden teslimat olayının görüntüleri;
Bir zamanlar dünyanın evrenin merkezi olduğuna inanılıyordu.