Examples of using "Tucat" in a sentence and their turkish translations:
Bir düzine kaşık ve iki düzine kaşık aldım.
O bir düzine yumurta aldı.
Onlar beş para etmezler.
O, bir düzine yumurta satın aldı.
Yarım düzine yumurta aldım.
Bana bir düzine portakal ver.
Bir düzine elma aldım.
O, iki düzine yumurta satın aldı.
Bir düzine tatlı almak istiyorum.
Tom bir düzine yumurta kaynattı.
Tom bir düzine yumurta satın aldı.
Bahçede onlarca ağaç var.
Otoparkta düzinelerce araba park etmişti.
Ben Paskalya pazar gününde tam anlamıyla bir düzine yumurta yedim.
Düzinelerce türden yüzlerce kurbağa çiftleşmek için bir araya gelir.
Tom bana plastik bir torba içinde çok sayıda kurabiye verdi.
Pek çoğunuz gibi benim de telefonumda düzinelerce uygulama var,
- Karısı vefat edince kendisine düzinelerce taziye kartı geldi.
- O, karısı öldüğünde onlarca taziye kartı aldı.
Bunun için de onlarca cesur ve ilginç organizasyon sahibiyle röportaj yaptım;
Dev bir sincap ağzını her seferinde düzinelerce küçük incir tohumuyla dolduruyor.