Translation of "Pénze" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Pénze" in a sentence and their turkish translations:

Van pénze?

Onun parası var mı?

Van pénze.

Onun parası var.

Nincs pénze.

Onun hiç parası yok.

- Van egy kis pénze.
- Van egy kevés pénze.

Onun biraz parası var.

- Tomnak elfogyott a pénze.
- Tomnak nem maradt pénze.

Tom'un hiç parası kalmamıştı.

Elfogyott a pénze.

Onun parası bitti.

Nem volt pénze.

- Onun hiç parası yoktu.
- Onun parası yoktu.

Sok pénze van.

O aşırı para harcıyor.

Ukrajnának nincs pénze.

Ukrayna'nın parası yok.

Tomnak nincs pénze.

Tom'un parası yok.

Nincs sok pénze.

Onun çok fazla parası yok.

- Túl sok pénze van.
- Annyi pénze van, mint a pelyva.

Onun çok parası var.

- Tamásnak jó sok pénze volt.
- Tamásnak egy rakás pénze volt.

- Tom'un parası vardı, hem de çok.
- Tom'da para vardı, çuvalla hem de.

Neki mennyi pénze van?

Ne kadar parası var?

A fivéremnek nincs pénze.

Erkek kardeşimin parası yok.

Tomnak mennyi pénze van?

Tom'un ne kadar parası var?

Nem volt sok pénze.

Onun çok parası yoktu.

Tamásnak sok pénze van.

Tom'un bir sürü parası var.

Tomnak rengeteg pénze van.

Tom'un çok parası var.

Tamásnak nem volt pénze.

Tom'un hiç parası yoktu.

Tomnak nincs elegendő pénze.

Tom'un yeterli parası yok.

Tamásnak van elég pénze.

Tom'un yeterli parası var.

- Az a gond, hogy nincsen pénze.
- Az a baj, hogy nincs pénze.
- Az a probléma, hogy nincs pénze.

Sorun onun hiç parasının olmamasıdır.

Van elég pénze, hogy megvegye.

Onu almak için yeterli parası var.

Tomnak nagyon kevés pénze van.

Tom'un çok az parası var.

Alig van pénze, de boldogul.

Onun neredeyse hiç parası yok ama geçiniyor.

Tomnak kezd elfogyni a pénze.

Tom para kaynağını tüketiyor.

Nincs elég pénze utazásra Tominak.

Tom'un seyahat etmek için yeterli parası yok.

Tomnak egy halom pénze van.

Tom'un yığınla parası var.

Tomnak elég sok pénze van.

Tom'un oldukça çok parası var.

Tamásnak nem volt sok pénze.

Tom'un çok parası yoktu.

Tamásnak nem volt elég pénze.

Tom'un yeterli parası yoktu.

Tomnak valóban sok pénze van.

Tom'un gerçekten çok parası var.

Tomnak sok pénze van a bankban.

Tom'un bankada oldukça çok parası vardır.

Tamásnak nincs sok pénze a bankban.

Tom'un bankada çok parası yok.

A családomnak nem volt sok pénze.

Ailemin fazla parası yoktu.

- Egy bolond és a pénze könnyen elválik.
- A bolond és a pénze nem sokáig maradnak együtt.

Bir aptal ve parası kolayca ayrılır.

Tomnak kevesebb pénze van, mint a fivérének.

Tom'un erkek kardeşinin sahip olduğundan daha az parası var.

Tomnak sok a pénze, de nincs barátja.

Tom çok parası var, ama o hiç arkadaşı yok.

Talán Tominak nem volt elég pénze jegyre.

Belki Tom bileti almayı göze alamadı.

Tomnak se pénze, se munkája nem volt.

Tom'un para ve işi yoktu.

Pénze nem volt, hát ételt sem tudott venni.

Parası yoktu bu yüzden hiç yiyecek alamadı.

- Van pénzük?
- Van pénzetek?
- Van pénze?
- Van pénzed?

Paran var mı?

Azt gondoltam, Tomnak elég pénze van, amiből megél.

Tom'un hayatını idame ettirmeye yetecek parası vardır sanıyordum.

- Van valamennyi pénzed?
- Van pénzed?
- Van valamennyi pénze?

Hiç paran var mı?

Azt mondja Tamás, elég pénze van egy házra.

Tom bir ev almak için yeterli parası olduğunu söylüyor.

Tominak nem volt elég pénze ahhoz, hogy busszal menjen haza.

Tom'un otobüsle eve gitmek için yeterli parası yoktu.

Tomnak olyan sok pénze van, hogy nem tudja, mit kezdjen vele.

Tom'un çok fazla parası var, onunla ne yapacağını bilmiyor.

Nem hiszem, hogy Tominak elég pénze lenne ahhoz, hogy ezt megvegye.

- Tom'un onu alacak parası olduğunu sanmıyorum.
- Tom'un onu almak için yeterli parası olduğunu sanmıyorum.

Tom nem járhatott egyetemre, mert a családjának nem volt elég pénze.

Tom, ailesinin yeterli parası olmadığı için üniversiteye gidemedi.

- Nincs pénze?
- Nincs pénzed?
- Nincs pénzük?
- Nincs pénzetek?
- Nincs semmi pénzed?

Hiç paran yok mu?

- Van elég pénzük?
- Van elég pénzetek?
- Van elég pénze?
- Van elég pénzed?

Yeterli paran var mı?

Tom tudta, hogy nincs elég pénze ahhoz, hogy megvegye, amire szüksége van.

Tom ihtiyacı olanı almak için yeterli parası olmadığını biliyordu.

Úgy gondoltam, Tomnak elég pénze van, hogy bármit megvehessen, amire csak szüksége van.

Tom'un ihtiyaç duyduğu her şeyi almak için yeterli parası olduğunu düşündüm.

Tom rájött, hogy alig volt annyi pénze, hogy megvehesse, amit meg kellett neki.

- Tom almaya ihtiyacı olduğu şey için parasının zar zor yettiğini fark etti.
- Tom alması gerektiği şeyleri alabilmek için parasının ucu ucuna yettiğini fark etti.

Marinak nem volt pénze venni valamit Tominak Valentin napra, így csak annyit mondott: „Szeretlek.”

Mary'nin sevgililer günü için Tom'a bir şey almaya parası yoktu bu yüzden ona sadece "seni seviyorum!" dedi.