Examples of using "Látod" in a sentence and their turkish translations:
Görüyorsun, değil mi?
- Görebiliyor musun?
- Görebilir misin?
Onları görmüyor musun?
Onu sık sık görüyor musun?
Tom'u görebiliyor musun?
Onları görebiliyor musun?
Onu göremiyor musun?
Farkı görebiliyor musun?
Onu hâlâ görüyor musun?
Tom'u görmüyor musun?
Altın bir dağ görüyor musun?
Babamı görebiliyor musun?
Ne yaptığını görmüyor musun?
Karla kaplı dağ zirvesini görebiliyor musun?
- Gördüğümü görüyor musun?
- Gördüğümü görüyor musunuz?
Acı çektiğimi görmüyor musun?
Ne sıklıkta onu görürsün?
Erkek kardeşimin kuzusunu görüyor musun?
Ne hâlde olduğumu görmüyor musun?
Her zaman sorunu tahmin ediyorsun.
Nedir seni yaralayan acı
Sen güneşi çok az görüyorsun.
Gördün mü? Bu o kadar zor değildi.
Yardım etmeye çalıştığımı görmüyor musun?
Şu küçük evi görebiliyor musun?
Telefon kablosunun üzerindeki kuşu görüyor musun?
Oradaki hoş adamı görüyor musun?
Dilediğiniz gibi yapın.
Şu evi görüyor musunuz? O benim evim.
Baktığınız her yerde depremin sebep olduğu hasarı görebilirsiniz.
Bu kızları, yüzlerindeki gülümsemeyi
Mary'yi gördüğünde ona bu notu ver.
"Orada, bir sincap" "Ne? Nerede?" "Yukarıda ağaçta. Görüyor musun?" "Evet, onu gördüm!"
- Tom'u gördüğünde, ona merhaba dediğimi söyle.
- Tom'u gördüğün zaman ona selam söyleğimi söyle.
Tom'un seni kullandığını anlamıyor musun?
Sonuçları tamamen anladığını sanmıyorum.
Çatısını görebildiğin ev Bay Baker'indir.