Examples of using "Későn" in a sentence and their turkish translations:
Sen çok geç geldin.
Ben genellikle geç uyanırım.
Bu hanım geç gelenlerden.
O genellikle eve geç gelir.
Tom çok geç geldi.
Ben genellikle geç kalkarım.
Biz uyuyakaldık.
Geç geldin.
Biz biraz geç vardık.
Geç döneceğim.
Tom geç geldi.
- Biz eve geç geldik.
- Eve geç vardık.
- Eve geç geldik.
- Biz eve geç vardık.
Onlar geç yatmaya gitti.
Tom eve geç geliyordu.
Çok geç uyandım.
Gece yatmaya geç giderim.
Tom çok geç geldi.
Neden her zaman geç gelirsin?
Biz her zaman geç geliriz.
- Geç olması hiç olmamasından daha iyidir.
- Geç olsun da güç olmasın.
Geç gelme, tamam mı?
O, eve çok geç geldi.
Dün eve geç geldim.
Tom eve geç gitti.
Tom istasyona geç vardı.
Niçin eve çok geç geldin?
Tom bazen eve geç gelir.
Bu sabah geç kalktım.
Bu kadar geç saatlere kadar burada ne yapıyorsunuz?
Geç geldiğime pişman değilim.
Çok geç geldim ve treni kaçırdım.
Eve bu kadar geç geldiğim için çok üzgünüm.
Okula geç kaldım.
Tek bir kişi bile geç gelmedi.
Tom dün gece eve çok geç geldi.
Beni bekleme, bu akşam çok geç kalacağım.
yine de çok geç kalınmış olur.
Tom uyuya kaldı.
başkalarının işine burnunu sokan biri gibi hissediyorum.
Bu kadar geç vakitte aradığım için üzgünüm. Sadece sesini duymak istedim.
Konuşmamın en önemli kısmını unuttuğumu çok geç anladım.
Her gün geç geliyorsun. Bu senin iş ahlakını gerçekten çok iyi yansıtıyor Tom.
Geç uyudum ve ilk treni kaçırdım.
Benim hakkımda bilmen gereken bir şey sabahleyin geç saatlere kadar uyumamdır.
Ne kadar geç saatlere kadar ayakta kalabileceğiniz önemli değil. Sabah yediye kadar kalkmalısın.