Examples of using "Hívnak" in a sentence and their turkish translations:
- Ben John'um.
- Bana John derler.
Benim adım Andrea.
- Bana Tom derler.
- Tom derler bana.
- Tom derler adıma.
- Adın ne?
- Adın nedir?
Benim adım John.
Telefonda isteniyorsun.
- Arkadaşlarım bana Ken diyorlar.
- Arkadaşlarım bana Ken derler.
- İsminiz Tom, değil mi?
- İsmin Tom, değil mi?
Benim adım da Tom.
Partilere nadiren davet edilirim.
Senin adının ne olduğunu biliyorum.
Ben nadiren partilere davet edilirim.
Adım artık Tom değil.
Birleşik Krallık'ta buna tahsis diyoruz.
Birisi sizi arıyor.
- Benim adım Tom.
- İsmim Tom.
Benim adım Paola.
Benim adım Jack.
Yüz yıla bir asır denir.
- Adın ne?
- Adın nedir?
- İsmin ne?
- Senin adın nedir?
- Senin adın ne?
Ben Pam. Senin adın ne?
- Adın ne?
- Adın nedir?
- İsmin ne?
- Adınız nedir?
- Senin adın nedir?
- Senin adın ne?
- İsminiz nedir?
adı ''takotsubo kardiyomiyopati'' veya ''kırık kalp sendromu,''
- Ben Ken adlı uzun boylu bir adamla tanıştım.
- Ben Ken adında uzun boylu bir adamla tanıştım.
Benim adım Wang.
Senin ismin Tom, doğru mu?
Film Tom adında bir çocuk hakkında.
Adınız WiFi mi? Çünkü gerçekten bir bağlantı hissediyorum.
"Sen çok güzelsin. Adın ne?" "Seni alakadar etmez."
Kim olduğumu bile bilmiyorsun, değil mi?
Benim adım Mary, seninki ne?
Tom adında bir arkadaşın var mı?
Golden Dragon adlı 17 katlı bina, depremle yıkıldı.
- Adın ne?
- Adın nedir?
- İsmin ne?
- Adınız nedir?
- Senin adın nedir?
- Senin adın ne?
- İsminiz nedir?
Gerçek adını bile bilmiyorum.