Translation of "Erősen" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Erősen" in a sentence and their turkish translations:

Erősen sugároz.

Radyasyon yayıyordu.

Kapaszkodj erősen!

Sıkı tutun.

Erősen kétlem.

Bundan gerçekten şüphe ediyorum.

Fogd erősen.

Sıkı tut.

Most erősen esik.

Şimdi şiddetli yağmur yağıyor.

Tomi erősen rajtolt.

Tom güçlü başladı.

Tom erősen izzad.

Tom aşırı derecede terliyor.

Azt erősen kétlem.

Ben bundan oldukça şüpheliyim.

Kérlek, kapaszkodj erősen.

Lütfen sıkı tutun.

Ezt erősen kétlem.

Ondan ciddi olarak şüphe ediyorum.

Erősen csirkeíze van.

Tadı tavuğa çok benziyor.

Erősen szorít Tom.

Tom'un güçlü bir kavraması var.

Erősen fáj a fejem.

Kötü bir baş ağrım var.

Erősen kötődik e városhoz.

Onun bu şehre büyük bir bağlılığı var.

- Erősen ajánlom.
- Nagyon ajánlom.

Bunu şiddetle tavsiye ediyorum.

Erősen föl vannak fegyverkezve.

Onlar aşırı derecede silahlı.

Erősen ki van sminkelve.

O, koyu makyaj yapar.

Ma erősen másnapos vagyok.

Bugün kötü bir akşamdan kalmam var.

és erősen töredezett alvási mintázatot.

ve şiddetle parçalanmış bir uyku yapısı görürüz.

Mivel erősen megromlott a látása.

tam olarak göremiyordu.

Erősen kétlem, hogy ott leszek.

Orada olacağımdan çok şüpheliyim.

Az új koronavírus erősen fertőző.

Yeni koronavirüs çok bulaşıcı.

Az együttműködéstől ilyen erősen függő gazdaságban

Bizimki gibi işbirliğine bu denli bağımlı bir ekonomide

A szél még mindig erősen fúj.

- Rüzgar hâlâ sert esiyor.
- Rüzgar hala güçlü esiyor.

Feketén és erősen szeretem a kávét.

Kahvemi koyu ve sert severim.

- Nagyon erősen bámult rá.
- Feltűnően bámulta.

O ona gerçekten sert baktı.

- Ragyogóan sütött a nap.
- A nap erősen sütött.

Güneş ışıl ışıl parlıyordu.

- Rúgd teljes erőből!
- Rúgd olyan erősen, ahogy tudod!

Elinden geldiği kadar sert tekme vur.

- Határozottan ellenzem a kiegyezést.
- Erősen ellenzem a kompromisszumot.

Ben şiddetle bir uzlaşmaya karşıyım.

- Törd a fejed!
- Gondolkodj erősen!
- Erőltesd meg az agyadat!

- İyi düşün.
- Çalıştır saksıyı.

Vannak olyan vallásos emberek, akik erősen hajlamosak az ítélkezésre.

Bazı dindar insanlar yargılayıcı olabilir.

- Erősen próbálkoztam, hogy ne sírjak.
- Próbáltam elfojtani a feltörő sírást.

Ağlamamak için çok uğraşıyorum.

Az asszony spray-t fújt az orrába, mert erősen meg volt fázva.

Kadın bir burun spreyi kullanıyordu, çünkü şiddetli bir soğuk algınlığı vardı.

- Erősen dolgozz, ha eredményt akarsz elérni.
- Keményen kell dolgoznod, ha sikeres akarsz lenni.

Başarılı olmak istiyorsan, çok çalışmalısın.