Examples of using "Elkezdett" in a sentence and their turkish translations:
O bağırmaya başladı.
O koşmaya başladı.
bu yüzden, insanlarla flört etmeye başladı
ve bağırıyor!
Tom ağlamaya başladı.
Mary elbiselerini çıkarmaya başladı.
Tom konuşmaya başladı.
O, İngilizce öğrenmeye başladı.
Sadece yağmur yağmaya başladı.
Tom öksürmeye başladı.
O bir iş aramaya başladı.
Tom küfretmeye başladı.
Çok büyük miktarlarda altın almaya başladı.
Tom okumaya başladı.
Bir roman yazmaya başladı.
O şarkı söylemeye başladı.
Tom Fransızca çalışmaya başladı.
Bazı insanlar gülmeye başladılar.
Annesi bağırmaya başladı.
Herkes yeniden ağlamaya başladı.
O ağlamaya başladı.
Tom tekrar güldü.
Gemi batmaya başladı.
Tom tuhaf bir biçimde davranmaya başladı.
Aslında, bazen evde veya dışarıda konuşacağı zaman
Dahası, o yürümeye başladı.
O, tüm dillerde bana hakaret etmeye başladı.
Köpeklerden biri havlamaya başladı.
Tom uyuyakaldı ve horlamaya başladı.
Bu elma çürümeye başlamış.
Biz eve varır varmaz yağmur yağmaya başladı.
Yağmur yağmaya başladı.
Yağmur yağmaya başladı ve o ıslandı.
O koşmaya başladı.
O, sekiz yaşındayken dans etmeye başladı.
Aniden gökyüzü karardı ve yağmur başladı.
Gözlüğüm burnumdan aşağı kaymaya başladı.
- O, ağlamaya başladı.
- Ağlamaya başladı.
Tom yeni bir iş aramaya başladı.
Tom oynamaya başladı.
Sınıfta uyuyakaldı ve horlamaya başladı.
Kar yağmaya başladı.
Daha da kötüsü kar yağmaya başladı.
Bebeğim ağlamaya başladı, süt istiyordu.
Mary, Tom'u çıplak görünce gülmeye başladı.
Tom valizini açtı ve boşaltmaya başladı.
Tom da ağlamaya başladı.
Beethoven piyanonun başına gidip oturdu ve çalmaya başladı.
O sarhoş ve konuşkan oldu.
Yağmur çiselemeye başladığında evi terk etmek üzereydim.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
Beni çıplak görünce gülmeye başladı.
Oraya bisikletle gideceğimi düşünüyordum ama yağmur yağmaya başladı.
Bir fırtına vardı ve kar sokaklarda fırıl fırıl dönmeye başladı.
Kar yağmaya başladı.
O bir roman yazmaya başladı.