Examples of using "Kezdett" in a sentence and their turkish translations:
O ağlamaya başladı.
O bir tartışma başlattı.
Şarkı söylemeye başladı.
O kızarmaya başladı.
Aniden gülmeye başladı.
Tom kıkırdamaya başladı.
Tom koşmaya başladı.
O, muhafazakar bir şekilde giyinmeye başladı.
Tom endişelenmeye başladı.
- Tom panik yapmaya başladı.
- Tom paniklemeye başladı.
- Tom temizlemeye başladı.
- Tom temizliğe başladı.
Tom tırmanmaya başladı.
Tom öksürmeye başladı.
Tom dans etmeye başladı.
Tom rüya görmeye başladı.
Tom içmeye başladı.
Tom mırıldanmaya başladı.
Tom şarkı söylemeye başladı.
Tom horlamaya başladı.
Tom kusmaya başladı.
Tom konuşmaya başladı.
Leyla çığlık atmaya başladı.
Bebek emeklemeye başladı.
Köpekle konuşmaya başladı.
O, hüzünle gülümseyerek konuşmaya başladı.
Bebek ağlamaya başladı.
Ayak parmağım kanamaya başladı.
Tom aniden ağlamaya başladı.
Erkek çocuğu bağırmaya başladı.
O şarkı söylemeye başladı.
Köpek havlamaya başladı.
Ellerim terlemeye başladı.
Tom Mary'ye bağırmaya başladı.
Tom yeni bir hayata başladı.
Çocuksu bir şekilde davranmaya başladı.
Yağmur yağmaya başladı.
Kalabalık alkışlamaya başladı.
Tom gözyaşlarına hakim olamadı.
O ağlamaya başladı.
Tom'un gözleri sulanmaya başladı.
Oğlan ağlamaya başladı.
Tom'un midesi guruldamaya başladı.
Kar yağmaya başladı.
Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı.
Tom kapıya vurmaya başladı.
Aniden, o gülmeye başladı.
Kalbim yarışa başladı.
Tom on üç yaşındayken sigara içmeye başladı.
Açıkça onun annesi bağırmaya başladı.
Tom ve Mary'nin evliliği dağılmaya başladı.
Sonra 2010 yılında bir Nazi beni taciz etmeye başladı.
Neyse ki teknoloji bu deneyimi kolaylaştırmaya başladı.
Nazikliğin yayıldığını,
Hükümet eğitimi yeniden düzenliyor.
Orman yangını tüm yönlerde yayılmaya başladı.
Ne zaman yağmur başladı?
Yağmur yağmaya başladı.
Sis saat on civarında kaybolmaya başladı.
Hava öğleden sonra kötüleşmeye başladı.
O koşmaya başladı.
Tom on üç yaşındayken keman çalmaya başladı.
Kurşun kalemini aldı ve yazmaya başladı.
Tom sabırsızlanmaya ve hayal kırıklığına uğramaya başladı.
- Her yaratık, Tanrı'nın bir sözüdür.
- Her mahlukat, Allah'ın bir ayetidir.
Kar yağmaya başladı.
Bebeği geri verdiği zaman ebeveyinlik ile ilgili sorular sormaya başladı.
Yarısı hemen gülmeye başladı,
Bütün öğrenciler derhal konuşmaya başladı.
Arkasını döndü ve ağlamaya başladı.
- Kısa bir süre sonra, o saçma sapan konuşmaya başladı.
- Kısa bir süre sonra o saçmalamaya başladı.
Tom bir kalem çıkardı ve yazmaya başladı.
Yağmur duracağı yerde arttı.
Köpek koşmaya başladı.
O bağırmaya başladı.
Tom üç yıl önce Fransızca öğrenmeye başladı.
Büyük bıyıklı bir adam beni takip etmeye başladı.
Tom geçen yıl bizim şirket için çalışmaya başladı.
Ama büyükannem öldükten sonra bu güven dalışa geçti
Sonunda aramızdan bazıları bira içti, bazıları da hapse girdi.
Evden ayrılır ayrılmaz şiddetli şekilde yağmur yağmaya başladı.
Benim eski karım tıknaz postacı ile yeni bir hayata başladı.
Dinlenmeden yürüme kısa sürede etkisini göstermeye başlamıştı.
Yemekten sonra birkaç bardak içtiler ve Tom konuşmaya başladı.
Adının söylendiğini duyduğunda uyumak üzereydi.
Burnun kanıyor.
Beni çıplak görünce gülmeye başladı.
Bugün plaja gitmeyi planlıyordum fakat sonra yağmur yağmaya başladı.
Tom, geçmişine ve ailesine sırtını döndü ve yeni bir hayata başladı.
- Tom kahkaha attı.
- Tom birden gülmeye başladı.
Einstein'ın dört yaşına kadar konuşmaya başlamadığını duydum.
Ñato hesaplamış, üçümüz birlikte, kadınlarımızla geçirdiğimizden daha çok vakit geçirmişiz.
Mary anahtarlarını bulmak için çantasını araştırmaya başladı.
Deniz gittikçe vahşileşti.
O bir roman yazmaya başladı.
Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu.