Examples of using "Ebből" in a sentence and their turkish translations:
Bundan kim yararlanıyor?
Bıkmıştı.
Buna artık dayanamıyorum.
Bu bir problem olacak.
Bundan uzak dur.
Onun içinde benim için ne var?
mantıken,
Peki biz bu krizi fırsata çevirebilir miyiz?
polis nasıl yapması gerektiğini öğrenebilir.
ve bu yeni bakış açısıyla
O, bu şehirde gözden kayboldu.
Bundan biraz ister misin?
Bu malzemeden herhangi birini istiyor musun?
Bu evden çıkın.
Bunlardan kaç tanesi senin?
O bu şehirdendir.
Bundan kim yararlanıyor?
Onların üçüne sahibiz.
Bunların hiçbiri doğru değil.
Onun hiçbiri önemli değil.
Bu ciddi bir sorun haline gelebilir.
Sadece bunun dışında kal.
- Yeter artık!
- Bu kadar yeterli!
Bu konuyu yeterince dinlediğimizi düşünüyorum.
Bunlardan bazıları benim.
- Beni bu işe karıştırmayın.
- Beni bu işe bulaştırma.
Bu kitap iki sayfa eksiktir.
Bunların hiçbiri yapılmadı.
Biraz da bunun sonucu olarak
- Bu havadan bıktım.
- Bu havadan bıktım usandım.
Duygusal olmayalım.
Polise bu konunda herhangi bir şey söyledin mi?
Benim için bir kopyasını çıkarır mısın?
Bundan uzak durmalıydın.
Önceden bunun ne kadarını biliyordunuz?
Onun içinde bizim için ne var?
Ne olabileceğine bak.
Sadece alışkanlık edinme.
Bunu da ancak şu şekilde başarabiliriz;
Bu yiyecekten herhangi birini eve götürmek istemez misin?
Bu odadan ayrılma.
Tom'un onun hakkında bilmediğine eminim.
Bu tırtıl harika bir kelebek olacak.
Bu eşsiz.
Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.
Tamam, bu yeterli.
- Kimse bunun sonucu bilmiyor.
- Kimse bundan dolayı ne olacağını bilmiyor.
- Tüm şikâyetinden bıktım.
- Ben tüm şikayetlerden bıktım.
O, işe yaramayacak.
Duygusallaşmak istememiştim.
Bu odanın manzarası harika.
- Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
- Bu malzemeden yapılmış bir takım elbise istiyorum.
Pastadan bir parça al.
Bu karışıklıktan nasıl kurtulurum?
Bu kitaptan üç sayfa eksik.
cüzdanını çalmayı düşünüyor.
Tom kitabın iki kopyasını aldı.
Bu odadaki her şeyin satılması gerekiyor.
Bu yağışlı havadan bıktım.
Bu pencereden bahçeyi görebilirdim.
- Bu saçmalığa yeterince katlanmadık mı?
- Bu saçmalıktan usanmadık mı artık?
Bu otelde saat dokuza kadar ayrılmalısın.
Bu deste kartlarda maça altı eksik.
Teröristler saldırıları karşılamak için sahte mal satıyor,
Koşuşturmadan kurtulmak istiyorum.
Bu karışıklıktan kurtulmana yardım etmek istiyorum.
Edatı bu cümleden çıkarabilirsin.
Bu kule şehrin tam bir manzarasını sunuyor.
Bu ayakkabıların benim numaramda olanından sizde var mı?
Bu çorba biraz da tuz istiyor.
Bu hologramdan o sonik nokta hakkında bilgi edinebiliriz,
İnsanın kendini dövesi geliyor yani...
Stokta kaç taneniz var?
ve her iki seçeneğin de beni bu durumdan kurtarabileceğini bilsem de
Romanın son sayfasını henüz okumadım.
Onun bu ilişkiden bir şeyler kazandığını düşünmek ilk başta çok zordu.
Bu tabaktan yeme ve o bardaktan içme.
Bu belgenin yalnızca bir kopyası var.
Bu dramada bir şey eksik.O gerçek derinliği olmayan basit ikaz edici bir masal.
Günde iki kez bu ilacı al.
Kurduğum vakıf aracılığıyla para topluyor ve Thame Okulu'nu destekliyorum.
- Yeter artık be!
- Yeter be!
- Uzatma!